Tasarım trendlerini kim belirliyor?
Okan Utkan (İç Mimar)
Tasarım süreçlerinde öne çıkan birçok unsur var. Tabii ki özellikle ekonomi, malzeme kalitesi, estetik değerler ve diğer malzemelerle uyum konusu, önde gelenler. Tasarımda fark yaratmak için günümüzde artık süslemeci bir anlayıştan çok, nitelikli malzeme ve işçiliğe önem veriliyor. Doğal olarak beklentilerimiz, yüksek standartta ve günümüzün ruhuna uygun nitelikli malzemeler. Bir de uyum konusu çok mühim zira kapıda, yerde ve hareketli mobilyada kullandığımız ürünlerin uyumları bizi çok ilgilendiriyor.
Yurt dışı trendleriyle Türkiye’deki trendleri kıyasladığımızda arada hiçbir fark olmadığını görüyoruz. Günümüzde iletişimin bu kadar hızlı ve yaygın olduğu bir zamanda dünya trendlerinden habersiz kalmak, işinize meraklıysanız pek mümkün değil. Dünyada ekonomi, ticaret, teknolojik gelişmeler ve buna bağlı sosyal değişimler yani “zamanın ruhu”, eğilimleri üretiyor. Bu bir iklime benzetilebilir. Dünyada hakim olan iklim, bazı kültürel farklılıklarla benzer akımları üretiyor. Hepimiz bu çağda aynı iklimde yetişiyor, etrafımızı saran benzer iletişim kanallarından besleniyoruz. Dünyanın başka birçok bölgesinde veya pazarlarında iş yapıyor ve rekabet ediyoruz. Küresel rekabetin bu kadar yoğun yaşandığı bir ortamda genel akım ya da eğilimlerin dışında kalmak, çemberin dışında olmak anlamına gelir ki bu sizin dünyanızı sınırlar; küçültür. Ayakta ve hayatta kalmanız, yenilikleri takip etmekle mümkündür. Malumunuz çoğu zaman bu da yetmez; ürün kalitesi, maliyet ve yenilikler üretme konusunda son derece aktif olmak gerekir.
Diğer yandan zaman zaman trend ile modayı karıştırdığımızı söylemek yanlış olmaz. Teknolojik gelişmeler, sosyal değişimler, üretim ve pazarlama biçimleri; eğilimleri üretir. Dolayısıyla yıldan yıla değişen bir trendden bahsedemeyiz. Tercih edilen renkler ve tarzlar farklılık gösterebilir ancak bunlar olsa olsa modayla açıklanabilir. Yaşadığımız zaman dilimine ait eğilimler: İşlevsellik, doğallık ve rahatlık. Mekanlar artık daha küçük. Eskiden evin salonuna denk düşecek bir evde bugünlerde ailece yaşanıyor. Hal böyleyken çok fonksiyonlu, ergonomik, daha açık pastel renklerde minimalist diyebileceğimiz bir tarzı benimsiyorlar. Bu durumun, bırakın önümüzdeki yılı gelecekte de değişmesini beklemiyorum. Çünkü trendleri zaman belirliyor. Hiçbir ülke ya da tasarımcı, trendleri belirlediğini iddia edemez; böyle bir güçleri olamaz. Trendin belirleyicisi olmaz, onun belirleyicisi zamandır; başka bir deyişle zamanın ruhudur. Modern insanın ihtiyaçları, buna bağlı gelişimler, değişen talepler ve üretim biçimleri çok daha geniş aralıklarla eğilimleri belirler.
Tuna Aysel (Endüstriyel Tasarımcı)
Maddecilikten etkilenen bir dönemdeyiz ve bu etkiyle geçen son birkaç yılda, yüzey uygulamalarının ve kalitesinin ön plana çıktığını görüyoruz. Doğru dekor-yüzey kombinasyonunu bulmanın hem panel tasarımı ve üretiminde hem de mobilya uygulamalarında başarıyı getirdiğini düşünüyorum. Dijital nesnelerin hayatımıza egemen olmasıyla azalan duyusal etkileşimi ve doğala duyulan özlemi telafi edebilecek yaklaşımlar, tasarımcılara referans oluyor. Özellikle mobilyada kullandığımız materyallere dokunduğumuzda aldığımız his, tüketicinin karar vermesinde etkin rol oynuyor.
Gelişen internet teknolojilerinin ve özellikle sosyal medyanın hayatımızdaki etki alanı giderek büyüyor ve bilgiye erişim konusunda sınırlar ortadan kalkıyor. Diğer pek çok şey gibi trend eğilimleri de bölgesel değil, küresel olarak şekilleniyor. Bu yüzden ülkemizdeki eğilimleri dünyanın geri kalanından farklı şekilde ele almamamız gerekiyor. Sektörümüze bakacak olursak panel/levha üreticilerinin güçlü adımlarını takiben mobilya üreticilerinin de dış ticaret konusunda attıkları adımlarla dünya çapında rekabet etmeye başlamaları, biz tasarımcılar dahil sektörün tüm unsurlarını, “dünyayı izleyen” konumundan çıkıp “katılımcı” olmak konusunda zorluyor. Bu bağlamda trendlerle ilgili karşılaştırma yapmak gerekirse hem Avrupa’da hem de ülkemizde aynı dönemde öne çıkan doğal taş/mermer dekor veya materyal uygulamalı, ağırlıklı ceviz kombinli mobilyalar, içinde bulunduğumuz duruma iyi bir örnek olacaktır.
2018’de özellikle moda ve dekorasyonda, her şeyin gri ile tonları etrafında şekilleneceği öngörülüyor. Pantone gibi dünyanın önde gelen renk enstitülerinin, çeşitli stil danışmanlarının ve yakın zamanda gerçekleştirilen uluslararası organizasyonların (tasarım/moda haftası, defile, fuar vb.) raporlarını incelediğimizde 2018 yılının rengi olarak grinin öne çıktığını görüyoruz. Az işlenmiş ya da öyle görünen, doğallığıyla öne çıkan ve dokunma hissi uyandıran ahşabın/dekorların tercih edileceğini düşünüyoruz. Dilimlenmiş ya da patchwork görünümlü ahşap dekorların dikkat çekeceği bir yıl olacak 2018. Açık tonlu doğal taş/mermer dekorlar ise etkilerini devam ettirecek. Retro etkiler eşliğinde pastel tonlar ise yerini yavaş yavaş daha yoğun ve canlı renklere bırakmaya başlayacak.
Bu trendlerin belirlenmesinde kültürler, değişen yaşam tarzları ve özellikle değişen tüketim alışkanlıkları rol oynuyor. Farklı disiplinlerden ve ülkelerden alanında söz sahibi olan bağımsız tasarımcılar, pazarlamacılar, sosyologlar ve sanat eleştirmenlerinden oluşan ekipleri bir araya getiren enstitüler, bu değişimleri araştırıyor, işliyor. 18-24 ay sonrasını baz alan zaman dilimlerini göz önünde bulundurarak temalar, renkler ve formlar belirliyorlar. Oluşturdukları takvimlere uygun olarak da bunları, başta moda ve tekstil sektörlerinin etkinlikleri olmak üzere tüm dünyaya duyuruyorlar.