Başarılarla dolu bir hikayenin kahramanı Bahattin Hekimoğlu

Okçuluğa başladıktan sonra katıldığı ilk müsabaka olan Türkiye Şampiyonası’nda, ardından Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında birinciliği kimseye bırakmayan milli okçu Bahattin Hekimoğlu, herkese örnek olacak bir hikayenin kahramanı.

1989 yılında Şişli’de doğmuş Bahattin Hekimoğlu. Karamanlı ailenin üç çocuğu­nun en büyükleri. Lise eğitimini tamam­layıp üniversiteyi kazandıktan sonra belki de hayatını bütünüyle değiştiren bir kaza geçirmiş. 2006 yazında arkadaşlarıyla eğ­lenmek için gittiği Heybeliada’da derinli­ğini bilmediği suya balıklama atladığı için boynu kırılmış ve omurilik felci olmuş. “Zor bir hayatın başlangıcı oldu.” diyerek tanım­lıyor Bahattin Hekimoğlu bu kazayı.

 

Hissetmediği bir bedende yaşamayı kabullenmesi iki yılını almış. Beşinci kattaki evine asansör olmadan, babasının sırtında inip çıkarak, o süreçte dışarı çıkmak yerine kendini eve hapsederek geçen iki yıl... Sonrasında tanıştığı bir sivil toplum kuru­luşunun verdiği grafik tasarım ve kişisel gelişim kurslarından haberdar olmuş. Kurslara gittikçe evden çıkmanın onda bir farkındalık oluşturmaya başladığını fark etmiş. “Bugüne kadar kendimi neden eve hapsetmişim?” diye sormaya başla­mış kendine. Kurs bitince aynı yerden iş teklifi almış ve çalışmaya başlamış. Çalışma hayatında yer alarak kendini daha sosyal hissetmeye başlayan ve bu başlangıç sayesinde “Bu hayatta benim de bir yerim var.” diye düşünmeye başlayan Bahattin Hekimoğlu’nun okçuluğa ve dünya şam­piyonluğuna uzanan hikayesinin devamını kendisinden dinliyoruz.

 

Okçuluğa ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?

Açıkçası zaten bir spor dalıyla uğraşmak istiyordum, son zamanlarda aklımı meşgul eden bir konuydu bu. Bu süreçte gittiğim engelliler fuarında biriyle karşılaştık. Kendi­si bana okçuluk sporuyla uğraşmak isteyip istemediğimi sordu. Bu çok güzel bir rastlantı oldu. Hayatımda fark yaratan bu soruyu soran kişi, şu an takım arkadaşım ve aynı zamanda rakibim olan Naci Yenier’di.

 

Yarışlara ne zaman katılmaya başla­dınız? Hangi yarışlara katıldınız?

Katıldığım ilk yarış, 2018 Türkiye Şampiyo­nası oldu. Şampiyon olarak başladım ve milli takıma girmeye hak kazandım. Daha sonra yurt dışındaki ilk yarışmam için yola çıktım. Özel bir turnuva için Çekya’ya gittik. Rakiplerimi eleyerek finale adımı yazdırdım ve orada da ikinciliği elde ettim. Bundan bir ay sonra da Avrupa Şampiyonası’nda tüm rakiplerimi eleyerek Avrupa şampiyonu oldum. Ardından yine 2019 Türkiye Şampiyonası ve Dünya Şampiyonasına katıldım. Her ikisinde de şampiyon oldum.

 

Bedensel Engelliler Okçuluk Açık Hava Türkiye Şampiyonası Türkiye Bi­rincisi oldunuz. İlk yarışmada birinci olmak size neler hissettirdi?

İlk yarışmamda şampiyonluğa ulaşmak beni çok mutlu etti. Dediğim gibi bu aynı zamanda ülkemi yurt dışında milli for­mayla temsil etmek anlamına geliyordu.

 

Peki ya Avrupa şampiyonluğu? Bu gururu yaşamak nasıl bir duyguydu?

En mutlu ve gururlu olduğum anlardan biriydi. Okçuluk sporunda W1 klasmanın­da ilk kez ülkeye şampiyonluk getirme­nin haklı gururunu yaşadım. Marşımızı okutup bayrağımızı göndere çekmenin verdiğini onur ve mutluluğun tarifi yok.

Bir diğer şampiyonluk ise 2019 Engelli Okçuluk Dünya Şampiyona­sı’nda geldi. Dünya Şampiyonası’nda böyle bir başarıyı elde etmek için nasıl çalıştınız?

Klasik olacak ama gerçekten çok çalıştım. Evimiz beşinci katta, asansörü yok. Her gün babamın sırtında inip kulübe çalış­maya gittim. Babamın emeği de çoktur üzerimde ancak bu sporda yeteneğin de önemli olduğunu düşünüyorum. Beni diğerlerinden farklı kılan da bu oldu. İki yıl içinde üst üste dört şampiyonluk getirdim ülkeme. Bu zamana kadar W1 klasmanında olan bir şey değildi bu.

 

Dünya şampiyonu olmak nasıl bir duygu?

Harika! Nasıl tarif edeceğimi gerçekten bil­miyorum. Evet, Avrupa şampiyonu oldum ancak dünya şampiyonluğu daha farklı bir mutluluk yaşattı bana. Çünkü daha çok ülkeden sporcuyla karşılaştım ve en iyisi olduğumu ispatladım. Üst üste ikinci kez marşımızı okutup bayrağımızı göndere çektim. Çok mutlu ve gururluyum. Tabii bu yarışı kazanarak aynı zamanda 2020 Tokyo Olimpiyatlarına gitmeye hak kazandım. Bu başarıdan dolayı ayrıca mutlu olduğumu da söylemeliyim.

2020 Tokyo Olimpiyatlarında da he­definiz şampiyonluk, değil mi?

2020 Tokyo Olimpiyatlarında ülkemi en iyi şekilde temsil ederek olimpiyat şampiyo­nu olmayı hedefliyorum. Bunu söylerken bile heyecanlandığımı itiraf etmeliyim.

 

Herkese örnek olacak, engel tanı­mayan, bahane aramayan, çalışınca neler başarılabileceğini kanıtlayan bir başarı hikayeniz var. Hikayenizi okuyacaklara bir tavsiyeniz var mı?

Herkese tavsiyem şu, asla vazgeçmeyin! Hayallerimizin peşinden koşun. Şunu da eklemek istiyorum: Eminim evlerinde yatan onlarca yetenekli engelli birey var. Onlara kendilerine güvenmelerini ve harekete geçerek hayallerinin peşinden koşmalarını söylemek istiyorum. İstemek başarmanın yarısıdır. Ben istedim, çalıştım, azmettim ve bugün dünya şampiyonu­yum.

 

 

Paylaş

Başarılarla dolu bir hikayenin kahramanı Bahattin Hekimoğlu