Fark yaratmak
Kalite yönetimi, değişen dünya koşullarında müşterilerin sınır tanımayan beklentileri, oyuncular için pazarda rekabetin hızla artmasına sebep olmuş; bu rekabet koşullarında var olabilmenin en temel şartı da işletmelerin mevcut kaynaklarını en verimli ve en etkin şekilde kullanma ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Bu zor pazardan pay almanın ancak “farklılık yaratarak” mümkün olabileceğinin farkında olan işletmeler, rekabette müşteri odaklılığını ön plana çıkarmaktadırlar.
İlk olarak 1987 yılında kuruluşların hayatına müşteri memnuniyeti odaklı girmiş olan ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, iş dünyasındaki ve yönetim yaklaşımlarındaki değişimin gücüyle birkaç kez revizyona uğrayarak en son 5. yayınıyla 2015 yılında kendini tekrar yenilemiş ve yeni yüzüyle hayatımıza girmiştir. Artık günümüzde Kalite Yönetim Sistemi, işletmelerde tüm operasyonların optimizasyonunu sağlamaya yönelik bir işletme yönetim aracı olmuştur. Böylece kalite, ilk yıllarında ürün denetiminde kullanılan ve hata yakalama odaklı bir araç olarak görülürken, günümüzde bir “stratejik yönetim yaklaşımı” olmuş ve tüm dünya işletmelerinin uygulamayı en çok tercih ettiği, en uzun soluklu yönetim sistemi standardı olmaya hak kazanmıştır.
Tüm bu gelişmeleri ve yaklaşımları göz önünde bulundurarak kalite; “müşterilerin ihtiyaçlarını ve uygulanabilir beklentilerini tam ve sürekli olarak karşılayabilecek ürün ve hizmetleri optimum şekilde üretmektir” olarak tanımlanabilir. Artık kalite, sürekli iyileştirme çatısı altında yönetim, çalışanlar, müşteri, tedarikçi, ilgili diğer tüm tarafların beklentisi ile malzeme, ürün ve üretim/hizmet parametrelerinin bileşkesi haline gelmiştir.
2015 versiyonuyla ISO 9001; tepe yönetimden başlayarak işletmelere, işletmelerden süreçlere, süreçlerden faaliyetlere (hatlara/ makinelere), faaliyetlerden çalışanlara, sorumluluğu olan tüm kuruluş bireylerini kendi oyun alanlarının sahibi konumuna getirmekte ve her çalışanın kendi oyun alanının tümüyle her şeyinden sorumlu birer lider gibi çalışmasını beklemektedir. Her şeyi ile vurgu; görevli olduğu faaliyet bütününü yani sürecini icra edebilmesi için ihtiyaç duyduğu; makinesinden, insan kaynağına, hammadde, enerji kaynağından, bilgi kaynağına ve hatta çalışma ortamından atığına kadar düşünerek her türlü ihtiyacının belirlemesi ve temin edilmesi için gerekli aksiyonları almasıdır. Sonrasında da sürecinin performansı izlenmesi ve varsa alınması gereken ilave tedbirlerin alınmasıdır. Elbette hayatın her anında olması gerektiği gibi; süreçlerimizi de yönetirken PUKÖ (Planla, Uygula, Kontrol Et, Önlem Al) Döngüsü yaklaşımına göre yani adım adım plan yaparak sonuca ulaşmayı sistematik bir yaklaşımla yönetmeliyiz. Bu normal faaliyet döngüsüdür. Günlük hayatın bu kadar da sıradan, sorunsuz, kurgusu içerisinde gerçekleşemediğini söylediğinizi duyar gibi oluyorum. Haklısınız…
İşte bu noktada, bir yandan günlük işlerimizi gerçekleştirirken hedeflediğimiz sonuçlara ulaşmamıza engel olan bazı zorluklarla karşılaşabilmekteyiz. Karşılaştığımız veya karşılaşmamızın muhtemel olduğu olumsuz etki yaratan belirsizlikleri yani tehditleri (riskleri) masaya yatırıp, imkanlarımız ölçüsünde riskleri proaktif bir yaklaşımla ortadan kaldırmak, ortadan kaldıramadığımız risklerin etkisini azaltmak, azaltamadıklarımızı ise izlemek ya da paylaşmak ve hatta gerekirse ilgili riskle yaşamayı bilmek ya da riski almamak yeni versiyonun en temel beklentisidir. Riskleri tespit etmek için bu gözden geçirmeleri yaparken, olumsuz etkiler yanında olumlu potansiyel etkisi olan fırsatları da yakalayıp, imkanlarımız ölçüsünde bu fırsatları hayata geçirdiğimizde; işte o zaman fark yaratarak değer üretmenin keyfini sürme imkanını yaşamış olmaz mıyız?
Her ne iş yaparsak yapalım; hayatın her anında, fark yaratarak değerlerin üretildiği “yıldız”lı günler dilerim.
Neslihan Karota
ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi, iş dünyasındaki ve yönetim yaklaşımlarındaki değişimin gücüyle birkaç kez revizyona uğrayarak en son 5. yayınıyla 2015 yılında kendini tekrar yenilemiş ve yeni yüzüyle hayatımıza girmiştir.