Teknolojiye bağımlı mısınız?
Bugün teknoloji dendiğinde akla ilk gelen; akıllı telefon, tablet, bilgisayar ve tabii ki internet. Teknolojiyi her an cebimizde taşıyoruz. Önemli ya da önemsiz en ufak bir gelişmeden anında haberdar olmak istiyoruz. E-postalar, mesajlar, haber kaynakları, fotoğraflar, bildirimler; hepsi elimizin altında! Peki, teknolojiye ne sıklıkta başvuruyoruz? Teknolojik aletleri o kadar çok kullanıyoruz ki onlara bağımlılık geliştirebileceğimize ihtimal dahi vermiyoruz. Ancak bilmeniz gerekiyor ki teknolojiyle haşır neşir olmak sıradanlaşsa da bağımlılık riski ortadan kaybolmuş değil. Teknoloji bağımlılığı, bugün sosyal, fiziksel ve psikolojik anlamda, insan hayatını ciddi derecede olumsuz etkileyecek güce sahip. Yol yakınken yardım istenmediği takdirde ise bu bağımlılık geri dönülmez sonuçlara neden olabiliyor. Kişi bu sorunu tek başına aşmakta zorlanacağı için psikolojik destek alması gerekiyor.
Nedir teknoloji bağımlılığı?
Teknoloji bağımlılığı, bugün birçok alt başlık barındırdığı için bir kavram olarak uçsuz bucaksız kalabiliyor. Çünkü teknolojik imkanlar, kullanıcıya birçok şey vadediyor. Teknolojiden kasıt akıllı telefon, tablet, bilgisayar veya internetse bağımlılık buna göre nitelendiriliyor. Çünkü bu araçlar kullanılarak gazete de okunabiliyor, araştırma da yapılabiliyor. Oyun da oynanabiliyor, kumar da. Konu sadece sosyal medya olduğunda Facebook, hatta Instagram bile önemli bir iletişim aracı olabiliyor. Twitter’ın kayda değer bir haber kaynağı olduğu artık yadsınamaz durumda. Ancak tüm bunlar yalnızca eğlence amaçlı da kullanılabiliyor. Vakit öldürmek için uğranabilen bu mecralar, kullanıcının elinin altından ayırmadığı birer bağımlılık aracına dönüşebiliyor.
Nasıl teşhis konur?
Her an bağlı olduğumuz, işlerimizin birçoğunu teknoloji yoluyla hallettiğimiz günümüzde teknoloji bağımlılığının tanımlanması pek de kolay değildir. Aslında bu aygıtlarla, internetle ya da sosyal medyayla ne kadar zaman geçirdiğini inkar etmek, bağımlılığın en büyük işaretidir. Bağımlılık hakkındaki temel yönelimleri anlamak, sebeplerini tespit etmek ve risk faktörlerini göz önüne almak, kişi için önem taşır. Araştırmalara göre teknoloji bağımlılarının yüzde 70’i, en az bir başka alkol, sigara, uyuşturucu gibi diğer bağımlılığa da sahiptir. Bu kişilerde teknolojik aletleri kullanırken coşku hissi hakimdir. Kişi, bu cihazları ne kadar kullandığı konusunda etrafına yalan söyler; ilgisini gizlemeye çalışır. Yarım saatliğine planladığı internet turu saatler sürebilir. Yapacağı ne varsa hepsini erteler. Arkadaşlar ve aile sürekli bu yüzden ihmal edilir. Çaresiz, suçlu, panik ya da depresif hissettiğinde hemen bu cihazlara yönelir. Telefonuna bildirim/mesaj geldiğinde hemen bakma/yanıtlama ihtiyacı duyar. Hatta bildirim/mesaj/arama gelmese bile geldiğini zannedip sürekli telefonunu kontrol eder. Sanal dünyada olan bitene karşılık gerçek dünyayı görmezden gelir. Aşırı kullanımdan ötürü kendini utanmış, suçlu ya da depresif hisseder. Ancak elinin altında bu cihazları bulamadığında da huzursuz ve mutsuzdur; çünkü yoksunluk sendromu kendini gösterir. Telefonunu elinden bırakamadığı için gece uykusundan kısar; sabahları gideceği yere geç kalabilir. Önemli bir iş/eğitim fırsatını bile kaçırabilir. Bağımlı olup olmadığını düşündüğünde ise kendini savunmaya geçer. Teknolojiye bağımlı olmadan önce keyif aldığı şeylerden uzaklaşmıştır. Bunların yarısından çoğu sizde de varsa, teknoloji bağımlısı olduğunuzdan şüpheleniyorsanız yardım almanız ve bundan kurtulmak için harekete geçmeniz gerekir.
Riskleri neler?
Teknoloji bağımlılığı, kişiye bağlı olarak birçok risk barındırır. Zararlı sitelere girmeye, video oyunlarına bağlanmaya, kumar oynamaya, alışveriş sitelerinde fazla para harcamaya, sosyal medya bağımlılığına, aşırı mesajlaşmaya, sosyal çevrenin kaybına ve bilgi kirliliğine yol açabilir. Bu kişilerde gerçeklik algısı yitip gidebilir. Bir araştırmaya göre bugün en çok kullanılan teknolojiye, yani internete bağımlı olmak, insan beynini, madde (uyuşturucu) kullanımından kaynaklanan kimyasal değişikliklere benzer biçimde etkiliyor. Bunun en iyi anlaşıldığı durumlar ise her tür bağımlılıkta olduğu gibi yoksunluk belirtileriyle ortaya çıkıyor. Bu kişiler anksiyete, depresyon, sosyal fobi ve uyku sorunlarından yakınabiliyorlar. Öz saygısı ya da öz güveni düşük bir insan, kişiliğine tehdit olarak görmediği ve konuşma ihtiyacını gidermek istediği için internette tanımadığı kimselerle sohbet edip yalnızlığa daha da sürüklenebiliyor. Yeni bir kişilik inşası için teknoloji kaçınılmaz hale gelebiliyor. Kilodaki belirgin artış veya azalma, geçmek bilmeyen baş/boyun/sırt ağrıları, göz kuruluğu ve gözlerde kızarıklık, teknoloji bağımlılığının kaçınılmaz sonuçları olarak biliniyor. Karpal tünel sendromu da bu bağımlılığın yol açtığı hastalıklardan biri: Fare, klavye gibi bilgisayar aygıtlarının fazla kullanımında veya akıllı telefonu sürekli tek elde tutmanın sonucunda görülebilecek bu sendrom, el parmaklarının hareketinde rol oynayan median sinir yapısının el bileği hizasında sıkışmasıyla meydana geliyor. En sık görülen sinir sıkışmalarından biri olan bu hastalık, elde güç kaybıyla başlayıp parmaklarda karıncalanma ve ilerleyen zamanda uyuşma hissiyle devam ediyor. Bu ağrı ve uyuşukluk gece uykusundan uyandıracak derecede şiddetli olabiliyor.
Çocuğum teknoloji bağımlısı mı?
Çocuğunuz teknolojiyle beraber büyüdüğü için telefonla, tabletle, bilgisayarla çok fazla vakit geçirmesi size normal gelebilir. Eğer siz de bu cihazlarla devamlı haşır neşirseniz çocuğunuzun kullanım oranını görmezden geliyor olabilirsiniz. Ancak çocuğunuzun önünde uzun bir gelecek olduğunu unutmamalısınız. Ailenizde teknolojiyle ilişkiyi düzene sokmak konusunda eğer sizde de aşırılık varsa öncelikle kendinizden başlamalısınız. Çünkü çocuklar bir noktada ebeveynlerini kendilerine örnek alırlar. Araştırmalara göre internet en çok 11-35 yaş aralığında kullanılıyor. Teknoloji kullanımı konusunda çocuğunuza çoğu kez ikazda bulunduysanız, bu cihazları sizden gizli kullanıyorsa, geç yatıp uykusunu alamıyorsa teknoloji bağımlılığına yakalanmış olabilir. Teknolojiye bağımlılık geliştiren çocuklarda depresyon, okula adapte olamama ve derslerde başarısızlığın yanı sıra kilo kaybı, obezite, karpal tünel sendromu gibi risklerde artış görülür.