Yeniden doğan şehir: Hannover
Hannover, İkinci Dünya Savaşı esnasında uğradığı bombardıman nedeniyle neredeyse tümüyle yıkılmış bir şehir. Aşağı Saksonya eyaletinin başkenti, savaşın ardından yeniden inşa ediliyor ve adeta küllerinden doğuyor. Şehrin bu denli ağır saldırılara maruz kalmasının nedeni, demir yollarının kesişim noktasında bulunması ve önemli fabrikaları barındıran endüstriyel bir merkez olması. Bugün hâlâ şehirde dolaşırken savaştan geriye kalan yıkıntılarla karşılaşmak mümkün. İlk olarak Orta Çağ’da inşa edilen bu köklüşehre adını, üzerine yerleştiği Leine Nehri veriyor.
Sprengel Müzesi
Sprengel Müzesi, 1979 yılında sanat koleksiyoncusu MargritSprengel ve BernhardSprengel’in sahip oldukları modern sanat koleksiyonlarını bağışlamaları sonucu kuruluyor. Aşağı Saksonya Devlet Müzesi ve Kestner Müzesi’nin de sahip oldukları eserlerin birleşmesiyle oldukça zengin bir içeriğe kavuşan müzenin koleksiyonu yıllar içinde oldukça önemli boyutlara ulaşmış. Bunlara ek olarak süreli sergiler de Sprengel Müzesi’ni sanatseverler için uğrak noktası haline getiriyor. Müzede aynı zamanda bir kitapçı, kütüphane, müze dükkanı ve restoran da bulunuyor. Sprengel Müzesi, pazartesi günleri haricinde haftanın altı günü ziyaret edilebiliyor.
Herrenhausen Bahçeleri
Herrenhausen Bahçeleri, binlerce yıllık geçmişe ve farklı stillere sahip dört bahçeden meydana geliyor. Bu bahçelerden biri olan Büyük Bahçe, geometrik şekillerin ağırlık kazandığı Barok bahçe sanatının örneklerinden. 16. yüzyılda ortaya çıkan bu bahçe sanatının ayırt edici özelliği, bitkilerin simetrik biçimlerde düzenlenmesi. Büyük Bahçe’de şimdilerde festivaller, tiyatro gösterimleri, klasik müzik konserleri ve sergiler düzenleniyor.
Herrenhausen’da bulunan bir diğer bahçe ise Dağ Bahçesi. Bu bahçe önceleri Aşağı Saksonya’da bulunmayan bitkileri yetiştirmek için inşa edilse de zamanla botanik bahçesi olarak kullanılmaya başlanmış. Bahçelerin merkezinde ise Herrenhausen Sarayı bulunuyor. Savaşta ciddi biçimde hasar gören bu yapı, 2013’te yeniden kullanıma açılmış. Saray bugün müze, kongre ve sergi merkezi olarak kullanılıyor.
Aegidien Kilisesi
Gotik mimariye sahip Aegidien Kilisesi, 1347 yılında inşa ediliyor. Hannover’da bulunan en eski kiliselerden biri olan yapı, 1943’teki bombardıman esnasında zarar görüyor ve şehrin inşası esnasında savaş anıtı olması planlandığı için restore edilmeden bırakılıyor. 1985 yılında Hannover’in kardeş kenti Hiroşima tarafından kiliseye bir çan hediye ediliyor. Kilise her yıl 6 Ağustos’ta bu çanı çalarak Hiroşima’daki felakette yaşamını yitirenleri anıyor.
Wilhelm Busch Karikatür Müzesi
Wilhelm Busch Müzesi, 1908 yılında 75 yaşındayken Hannover’de yaşamını yitiren Alman şair, ressam ve illüstratör Wilhelm Busch’un anısını yaşatmak için 1937 yılında inşa ediliyor. Savaş esnasında varlığını sürdüremeyen müze 1950’de yeniden açılıyor. Müzede, yazdığı ve resimlendirdiği “MaxandMoritz” hikayesiyle meşhur olan, kendine özgü bir dile ve stile sahip Busch’un eserlerinin yanı sıra, başka sanatçılara ait koleksiyonları incelemek de mümkün. Müzenin aynı zamanda tarihi ve güncel satirik çizimler ile bu çizimlere ilişkin çalışma ve belgeleri içeren bir kütüphanesi mevcut. Wilhelm Busch Müzesi, pazartesi günleri haricinde konuklarını ağırlamaya devam ediyor.
Marienburg Şatosu
Ormanın ortasında filmlerden çıkmış gibi duran MarienburgŞatosu, Hannover’deki en ilgi çekici uğrak noktalarından biri. Bu görkemli yapının tarihi, 19. yüzyılın ortalarına dayanıyor. Hannover Kralı V. George’un eşi Mary’ye yaz aylarını geçirmesi için armağan ettiği şato Neo-Gotik mimarinin bir örneği. Prusya ile süren savaş nedeniyle yapımı hiçbir zaman tamamlanamayan şato bugün kutlamalara, evlilik törenlerine, tiyatro oyunlarına ve konserlere ev sahipliği yapıyor. Şatoda ayrıca restoran ve ziyaretçilerin alışveriş yapabilecekleri bir hediye dükkanı da bulunuyor. Kış döneminde çarşambadan pazara, bahar döneminde ise salıdan pazar günlerine kadar gezilebilen şato, konuklarına rehberli turlar, grup turları, kostümlü turlar gibi pek çok seçenek de sunuyor.
Maschsee Gölü
Hannover’in güneyinde bulunan Maschsee Gölü, Leine Nehri’ndeki olası su taşmalarını engellemek için yapımı 19. yüzyılda planlanan yapay bir göl. Gölün yapımına ancak 1930’lu yıllarda başlanabiliyor ve açılışı 1936’da gerçekleşiyor. 1986’dan beri gerçekleştirilen, her yıl yaklaşık iki milyon ziyaretçiyi ağırlayan, Almanya’nın en büyük festivallerinden biri Maschsee Gölü’nde düzenleniyor. Festivalde hem gastronomi şöleni yaşanıyor hem de onlarca müzik grubu sahne alıyor. Gölün bir diğer özelliği ise pek çok su sporuna ev sahipliği yapması. Bunlara ilaveten, yolculuğunuz kış aylarına denk gelirse ve Maschsee donarsa gölün üstünde buz pateni ve buz hokeyi yapma şansınız da var.
Havacılık Müzesi
Hannover’in güneyindeki Laatzen kasabasındaki Havacılık Müzesi büyük oranda GünterLeonhardt’ın bağışladığı kişisel koleksiyonun içerdiği eserlerden oluşuyor. 38 uçağın ve 800 uçak modelinin sergilendiği müzede süreli sergiler de gerçekleştiriliyor. Havacılığın tarihinden kadınların havacılıkta sahip oldukları role dek pek çok konunun işlendiği sergileri ve sürekli olarak sergilenen sivil ve askeri uçakları görmek isteyenler salı ve pazar günleri arasında Havacılık Müzesi’ni mutlaka ziyaret etmeli.
Fuar kenti: Hannover
Tarih boyunca oldukça önemli bir ekonomik merkez olan Hannover, dünyanın en büyük fuar alanlarından birine sahip. Savaş sona erdikten yalnızca iki sene sonra şehrin güneyinde zarar görmemiş bir fabrikanın bulunduğu alanda “Exportmesse 1947” adıyla düzenlenen fuar, bugünkülerin öncüsü niteliğinde. Hannover bu tarihten beri her yıl pek çok ulusal ve uluslararası ticari fuara, kongreye, konferansa ve önemli etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Hem fuar alanının sahip olduğu geniş fiziksel imkanlar hem de şehrin doğal ve kültürel özellikleri Hannover’ı böylesi etkinlikler için vazgeçilmez bir mekan haline getiriyor. Yıl boyunca etkinlikleri takip etmek için şehri ziyaret eden pek çok turisti ağırlayan Hannover, kongre ve fuar turizminin önemli merkezlerinden biri.
Paylaş
