Kültürleri buluşturan bir liman kenti: Mersin
Güzeller güzeli bir liman kentidir Mersin. Bu özelliği, kaçınılmaz olarak kentin tarihini ve tüm kültürel dokusunu baştan aşağı şekillendirmiştir. Doğu Akdeniz’deki pek çok liman kenti gibi 19. yüzyılda giderek önem kazanan ve ticari etkinliklerin önemli bir uğrağına dönüşen kent, tüm bu ilişkilerle harmanlanarak kendine özgü bir gelişim seyri izlemiştir. 19. yüzyılla sınırlanamayacak bu gelişim; geçmişe, ilk çağlara dek uzanır ve o dönemlerden bu yana kentin denizle yakınlığının onun üzerinde ne denli belirleyici bir etkiye sahip olduğunu izlemek mümkün hale gelir. Mersin, her zaman farklılıkların kesiştiği, kimliklerin buluştuğu ve birbiriyle karşılaşarak zenginleştiği bir kent olagelmiştir.
Tarsus Şelalesi
İlk önce doğal varlıklarına göz atalım Mersin’in… Kanyonlar, şelaleler, obruklar, mağaralar bu kentin dokusundaki en belirleyici fiziksel unsurlar olarak öne çıkıyor. Bunlardan biri de Tarsus Şelalesi’dir. Bu su kaynağının Tarsus’un kurulmasına öncülük ettiğini söylemek hatalı olmaz çünkü Kydnos döneminde Berdan Irmağı’nın varlığı bu bölgenin yerleşim alanı olmasında belirleyici bir rol oynamıştır. Justinyen döneminde yatağı değiştirilen ırmak yine bu dönemde çağlayan haline getirilmiştir. Kolaylıkla ulaşılabilen Tarsus Şelalesi ve çevresindeki bölge, günübirlik etkinlikler için vazgeçilmez bir alan olarak kullanılıyor.
Ziyaret Dağı
Mersin’e seyahat edenlerin ayak bastığı ilk noktalardan biri Ziyaret Dağı’dır. Bu dağdaki Eshab-ı Kehf, diğer bir deyişle Yedi Uyurlar Mağarası ise bölgenin bir uğrak noktasına dönüşmesinin asıl nedenini oluşturuyor. Halk arasında hakkında pek çok efsanenin anlatıldığı mağaraya dair en sık rastlanan anlatı, tek tanrılı dinlerin ortaya çıktığı dönemde inançları nedeniyle saklanmak zorunda kalan ve saklandıkları yerde 300 yıllık uykuya dalan yedi genç hakkındadır. Rivayete göre bu yedi genç, uykudan uyandıktan sonra yakalanacakken birdenbire kuşa dönüşmüş. Tüm bu anlatılar, Mersin’i görmeye gelenler için Ziyaret Dağı’nı merak edilen bir durak haline getiriyor.
Kayacı Vadisi
Lamos Kanyonu ya da Limonlu Kanyonu olarak da adlandırılan bu bölge, Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alıyor. İçerisinden Limonlu Çayı’nın geçtiği vadi özellikle günübirlik ziyaretçiler tarafından piknik yapmak için sıklıkla tercih ediliyor. Bunların yanı sıra, vadide balık tutmak, yürüyüş ve kamp yapmak da mümkün. Vadide ayrıca bir kaya tırmanış parkuru da bulunuyor.
Aynalıgöl Mağarası
Yeni rota, Aynalıgöl Mağarası. Aydıncık’ta bulunan Aynalıgöl, diğer adıyla Gilindire Mağarası, oldukça yakın zamanda şans eseri keşfedilen bir doğal unsur. 555 metre uzunluğundaki mağaranın içinde bir göl bulunuyor ve mağarada pek çok sarkıt ile dikit oluşumuna rastlanıyor. 2021 itibarıyla tabiat parkı olarak anılan bu alana toplu ulaşım yoluyla varmak mümkün olmasa da aracı olanlar buraya kolaylıkla ulaşabiliyor. Mağara çevresinde ziyaretçilerin dinlenebilecekleri bir tesis de var.
Cehennem Deresi Milli Parkı
Çamlıyayla ilçesinde bulunan Cehennem Deresi Milli Parkı, pek çok canlıya ev sahipliği yapan doğal bir alan olarak Mersin’in büyük ilgi toplayan noktalarından biri. Yaz aylarında yüzmek için tercih edilen bölgede nesli tükenmek üzere olan canlıların yaşadığı; Cehennem Deresi’nin kirpi, sincap gibi canlılara, pek çok bülbüle ve diğer kuş cinslerine ev sahipliği yaptığı biliniyor.
Şahmeran Hamamı
Doğal güzelliklerine tanık olduktan sonra Mersin’in kültürel dokusunu keşfetmek isteyen ziyaretçiler için görülmesi gereken mekanların başında geliyor Şahmeran Hamamı. Hem insan hem de yılan formundaki Şahmeran figürü pek çok kültürde olduğu gibi Tarsus’ta da oldukça önemli bir yere sahip; Şahmeran efsanesi halk arasında yaygınlıkla bilinir, hakkındaki efsaneler sıklıkla anlatılır. Nitekim Tarsus yalnızca hamama değil, bir Şahmeran anıtına da ev sahipliği yapıyor.
Saint Paul Anıt Müzesi
Tarsus’u adımlamaya devam edelim… Yürüyüşümüzü sürdürürken bölgedeki en etkileyici yapılardan biri olan St. Paul Anıt Müzesi’yle karşılaşmamak olanaksız. 1850 tarihli bu yapı, 2001 yılından bu yana müze olarak ziyarete açık. Tarsuslu Pavlus, yani Aziz Pavlus’un doğduğu yerde bulunan kilise, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alıyor ve her yıl gerek yurt içinden gerekse yurt dışından pek çok ziyaretçiye kapılarını aralıyor.
Soli Antik Kenti
Soli, Solipolis veya Pompeopolis adlarıyla anılan antik kent, Mersin’in Mezitli ilçesinde bulunuyor. Adı Güneş anlamına gelen antik kentin Milattan Önce 700’lü yıllarda kurulduğu düşünülüyor. Kentin geçmişte önemli bir liman kenti olarak tanındığı biliniyor. Hamam ve su kemeri gibi yapıların ve çok sayıda buluntunun çıkarıldığı antik kentte 33 sütunun sıralandığı bir cadde de mevcut.
BİLİYOR MUSUNUZ?
Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’ndeki en büyük yatırımlardan biri Yıldız Entegre’nin Mersin’de bulunan Akdeniz Tesisi’dir. Şirketin Orta Doğu ile Kuzey Afrika pazarlarına açılan merkezi konumunda bulunan tesiste MDF, MDFlam, laminat parke, kapak panel, emprenyeli kağıt ve tutkal üretimi gerçekleştiriliyor. Çevreye duyarlı tesisin çatısında 13.000’den fazla güneş paneli bulunuyor. Bu özelliğiyle tesis, Türkiye’nin en büyük çatı tipi güneş enerji santralleri arasında yer alıyor.
MERSİN’DE NE YENİR?
- Tantuni
- Tarsus kebabı
- Dövme pilavı
- Topalak çorbası
- Batırık
- Babagannuş
- Kerebiç
- Mersin kurabiyesi
- Sıkma
- Cezerye