Anadolu’nun başucunda münzevi bir şehir: Kütahya

Dünyaca ünlü şifalı suları, maharetli çini ustalarının eserleri, köklü geçmişiyle Kütahya, Anadolu’nun başladığı yerde sessiz sedasız bir şehir…

 

Kütahya, Ege ile İç Anadolu bölgelerinin buluştuğu yerde konumlanıyor. Dolayısıyla hem iklimsel hem de kültürel açıdan iki bölgeden de nasibini alıyor. Kütahya’yı eşsiz kılan bir şey var ki o da burada yüzlerce yıldır süregelen ve namı dünyaya yayılan çini geleneği. Şehrin simgesi haline gelen çini sanatı, eski Anadolu uygarlıklarından olan Frigya’ya kadar uzanıyormuş. Ardından gelen medeniyetler ise bu sanatı, bu topraklarda devam ettirmiş. Bölgeye hangi uygarlık hakimse çini sanatı da o kültüre göre şekillenmiş. Eski dönemlere ait tüm çini eserleri günümüze kadar kalmasa da çini sanatı elden ele aktarılmış. Bugün Kütahya’da yılların çini ustaları, maharetlerini sergilemeye devam ediyorlar. Şehre ayak bastığınız anda sizi etkisi altına alacağından sözü çini sanatıyla açalım istedik. Kütahya’yı Kütahya yapan daha nicesi var elbet…

 

Eski evler

Germiyan ve Ahierbasan sokakları boyunca yürürken iki yanınızda sıralanmış, iki üç katlı evler, 19. yüzyıla ait Anadolu ahşap mimarisini yansıtıyor. Zemin katları mutfak, kiler, depo, tarım araç ve gereçleri için taşlarla döşenen evlerin giriş kapıları, atların geçebileceği büyüklükte tasarlanmış. Üst katlar ise oturma, yemek ve yatak odaları ile banyoya ayrılmış. Dar sokaklara rağmen yapıların karakteristik özelliği olan cumbalar, karşılıklı evleri birbirine yaklaştırıyor.

 

Şehrin kültürünü keşfedin

450 yılı aşkın geçmişi olan Rüstem Paşa Medresesi El Sanatları ve Kültür Merkezi, Kanuni Sultan Süleyman’ın veziriazamı Rüstem Paşa tarafından yaptırılmış. Bir kısmı toprağın altında kalan yapı, sonradan onarılmış; tespit edilebilen kısımlar, aslına uygun şekilde restore edilmiş. Burası halihazırda Kütahya’ya özgü el sanatlarının ve yöresel kıyafetlerin üretilerek sergilendiği, hediyelik eşyaların satıldığı bir çarşı olarak kullanılıyor.

Ruhunuz dinlensin

Şimdi huzurlu bir nefes alma vakti… Göz alıcı renklerdeki asırlık ağaçların, tertemiz havanın sahibi Domaniç Ormanları, Kütahya’ya gelenlerin ilk durakları arasında. Dünyada yalnızca burada yetişen ağaç türleri mevcut; o yüzden Domaniç, bir bakıma eşsiz bir orman. Özellikle sonbaharda kartpostal görüntüleri çıkıyor ortaya. Sarı, yeşil ve kızılın tonları, görenleri büyülüyor.

 

Mızık Çamı efsanesi

Domaniç ilçe merkezinin yakınlarındaki Domur Köyü’nde “ikamet eden” Mızık Çamı hakkında bir rivayet var: Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi bebekken ninesi Hayme Ana, onu uyutmak için bu ağacın dallarına salıncak kurmuş. Ardından Osman Gazi’nin oğlu Orhan’ı da bu salıncakta sallamış. Yöre halkı, bu ağacı kutsal saymış. Doğanın hırçınlığının yol açtıklarından başka zarar görmeyen ağaç, 1980’de hayati fonksiyonlarını yitirmiş. Birkaç yıl sonra çıkan şiddetli rüzgar sonrası da devrilmiş. Ancak halk, onu öyle sahiplenmiş ki o masalsı ağaç, hâlâ düştüğü yerde yatıyor.

 

Kapadokya’nın kardeşi

Afyon ve Eskişehir il sınırlarına da yayılan Frig Vadisi’nin bir kısmı Kütahya’da. İki ana bölüme ayrılan vadinin bir bölümü; Sabuncupınar, Söğüt, İnli, Fındık ve İncik mağaralarının olduğu kuzey kısımda. Vadinin güney kısmı ise Ovacık Köyü, İnlice Mahallesi ve çevresini içine alıyor. Frig Vadisi, MÖ 900 ile 600 yılları arasında burada yaşayan Frigya halkının yerleşim yeriymiş. Kütahya’nın doğusundaki eski bir yanardağdan çıkan volkan kütlelerinin kolay işlenebilir kayaçlara dönüşmesi, Friglerin bu vadiyi oyma ve yontma yoluyla inşa edebilmelerini sağlamış. Burası, peribacaları ve sığınma amaçlı kurulan yer altı şehriyle Kapadokya’nın kardeşi gibi. Alandaki anıtlar ve kaya mezarları da görülmeye değer.

 

 

 

Bulutların arasında

Sıra geldi şehri tepeden görmeye… Bizanslıların inşa ettiği Kütahya Kalesi, bulutların arasından güzel bir manzara vadediyor. Kale-i Sagir, Kale-i Bala ve dış surlar olmak üzere üç bölümden oluşan yapının etrafı üç bin metreyi kapsıyor. Dört tarafı sarp kayalarla çevrili kale surları, uçurumun tepesinde yükseliyor.

 

Anadolu’nun şifa merkezi

Hem şifa bulmak hem de arınmak isteyenler için kaplıcalar, Kütahya deyince akla ilk gelen uğrak yerleri arasında. Termal turizmin merkezi olarak görülen Dereli Kaplıcalarının suları; eklem romatizması, kas iltihapları, kemik erimesi gibi hastalıklara bile iyi geliyor. Burası yayla ve dağ turizmine elverişli olduğu gibi yürüyüş, rafting, olta balıkçılığı gibi aktivitelerin de yapılabildiği bir yer. Evliya Çelebi’nin Cennet Kaplıcaları dediği Çitgöl Kaplıcalarında oyun parkları ve yürüyüş parkurları var. Burası ise mide, kemik, cilt rahatsızlıklarına ve yorgunluğa birebir! Şehrin en yüksek tepelerine, 2.312 metre yüksekliğe konumlanan Murat Dağı Kaplıcaları; 853 tür bitkiyi barındıran florasıyla mest ediyor. Sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, bromür ve sülfat içerikli sularıyla sinir ve kas rahatsızlıklarına, kadın hastalıklarına, romatizmaya iyi geliyor.

 

Tarihe dalmak için…

Kentin tarihinin derinliklerine inmek için müzeler mevcut. 1314’te inşa edilip 1965’te müzeye dönüştürülen Arkeoloji Müzesi’nde; tarih öncesi döneme ait fosillerin yanı sıra Eski Taş Çağı, Bakır-Taş Çağı, Eski Tunç Çağı’ndan buluntular; Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden çeşitli kalıntılar görmek mümkün. Kütahya’nın sembolü çinilerin sergilendiği müze ise 1411’de külliye olarak inşa edilen ve 1999’da bir kısmı Çini Müzesi olarak hizmete açılan bir yapı. Burada ayrıca 1766’da Kütahya’da imzalanan, dünyanın ilk toplu sözleşmesinin metni de yer alıyor.

 

El işçiliğinin örnekleri

Kütahya’da el işçiliği bakımından görmeniz gereken iki cami var. Bunlardan biri, 1973’te inşa edilen, içi ve dışı tamamen çiniyle kaplı olan Çinili Cami. Tarihi öyle çok eskilere dayanmasa da Orta Asya mimarisi örnek alınarak yapıldığı ve çini işçiliğinin güzel örneklerini taşıdığı için görülmeye değer bir yapı bu. Diğeri, 1410’da inşa edilen ve ardından Mimar Sinan’ın onardığı Ulu Cami. Bu yapının içinde de o dönemin nakkaş ustaları ve hattatları tarafından yapılan özgün süslemeler var.

 

Kütahya mutfağı

Kütahya mutfağında İç Anadolu etkileri görülür. Mantı, cimcik, baliguli köftesi, köpük helvası, haşhaşlı gözleme ve güveç Kütahya’nın meşhur yemeklerinden. Kütahya’da nerede yemek yiyeceğinizi düşünüyorsanız Cumhuriyet Lokantası ve Özler Lokantası tavsiyelerimiz arasında.

İGSAŞ Kütahya Azot Fabrikası Gübre Üretim Baş Operatörü Ahmet İşçimen, Kütahya’yı anlatıyor…

 

Kütahya denince aklınıza ilk gelen nedir?

Benim ilk aklıma gelen; ateşte açan çiçeklerimiz, porselenlerimiz.

 

Bizi kentiniz hakkında biraz bilgilendirir misiniz?

Kütahya medeniyetin kurulduğu ilk çağlardan cumhuriyetin kuruluşuna kadar geçen sürede Lidyalıların başkenti olmuş, yazılı olarak yapılan ilk toplu işçi sözleşmesine ev sahipliği yapmış, Roma tekfurlarının ikametgâhı olarak yer edinmiş, Anadolu Beylerbeyliği’nde başkentlik unvanı almış, “Seyahatname” isimli eseriyle tarihte önemli yer edinen Evliya Çelebi’nin doğduğu kent olarak tanınmış, milli mücadelenin kazanılmasında önemli rol oynamıştır.

 

Kütahya’ya gelenlere nereleri gezmelerini önerirsiniz?

Kütahya tarihin her döneminde önemli görevler üstlenen bir şehir olduğundan, Roma İmparatorluğu’na ait Aizanoi Tapınağı ve milli mücadelenin kazanıldığı Başkomutan Meydan Muharebesi’nin yapıldığı Dumlupınar dikkat çekicidir. Bunların dışında Simav’da bulunan Gölcük Yaylası, Gediz sınırları içinde bulunan Murat Dağı ve Kütahya’nın merkezinde bulunan Ilıca ve Yoncalı kaplıcaları da doğal güzelliklerden. Bunlar dışında Kütahya, Mevlevi dervişleri için Konya’dan sonra en kutsal yer kabul edilir.

 

Kütahya’ya gelenlerin mutlaka yapmaları gereken bir etkinlik var mı?

Kütahya’daki muhtelif ören yerleri ve doğal güzellikler, rahatlatıcı ve ailece güzel zaman geçirebilecekleri yerlerden; şehrin kaplıcaları da şifa dolu.

 

Yıldızlar Yatırım Holding’in Kütahya’da tesislerinin bulunmasının kentiniz için önemi hakkında neler söylersiniz?

Yıldızlar Yatırım Holding sayesinde kentimizdeki atıl durumdaki tesisler üretime tekrar başladı. Her geçen sene üretim miktarı artırılıyor. Bu nedenle şirketimizin Kütahya’ya yaptığı yatırımlar ekonomiye katkı sunmaya devam ediyor.

 

 

Paylaş

Anadolu’nun başucunda münzevi bir şehir: Kütahya