Kartepe’nin eteklerinde...

Marmara Bölgesi’nin en yüksek üçüncü noktasında, Samanlı Dağları’nın arasında, Kartepe’deyiz. Bol yağış alan bir bölgede olduğumuz için yeşilin her tonu gözlerimizi kamaştırıyor. Kestane, fındık, meşe ve çam ağaçları, bizi sürekli olarak selamlıyor. Sık ağaçlarla bezeli gür ormanların temiz havası ciğerlerimize doluyor. Alabalıklara yuva sağlayan birçok dere yatağı, aynı zamanda Sapanca Gölü’nün en büyük su kaynağı. Kartepe’nin geçmişinin başlangıçta 17. yüzyıla tarihlendiği düşünülse de burada ortaya çıkan Bizans ve Roma dönemine ait eser, mezar ve kalıntılar, bölgenin tarihini milattan öncesine götürüyor. Osmanlı döneminde yapılan İpek Yolu, Kartepe’nin eteklerinden geçiyor. Bu da ilçenin yüzlerce yıldır önem arz eden bir bölgede olduğunu gösteriyor. Kocaeli’nde yedi beldenin birleşiminden meydana gelen Kartepe’de en sevilen durakları sayfalarımıza taşıdık.

 

Kartepe Kayak Merkezi

İstanbul’a en yakın mesafede konumlanan, Türkiye’nin en önemli kayak merkezlerinden biri burası. Deniz seviyesinden 1.600 metreyi aşan yükseklikteki Kartepe Kayak Merkezi, İzmit Körfezi ve Sapanca Gölü’ne bakan dağın tepesinde yer alıyor. Yaz sıcağından kaçmak için de ideal olan tepede kasım ayının ortalarında yağmaya başlayan kar, nisan sonuna kadar bir buçuk ile üç metre arasında birikiyor. Kış aylarında kuzeybatı yönünden esen karayel rüzgarı, Karadeniz’i aşarak geliyor ve Marmara’da karşısına çıkan Samanlı Dağları’nın en yüksek tepesi olan Kartepe’de yoğun yağışa yol açıyor. Kayak sezonu ise Aralık sonunda açılıyor. Kayak merkezine giden yolda sık sık tuzlama yapıldığı için ulaşım pek zor değil. Burada ziyaretçiler, zorluk derecelerine göre sınıflandırılan pistlerde kayak yapabiliyorlar. Kayakçıları zirveye taşımak için ise üç telesiyej, bir tane de teleski’yle hizmet veriliyor. Bulutların arasında, uçsuz bucaksız bir beyazlık içinde vakit geçirmek istiyorsanız kış aylarında buraya mutlaka uğramalısınız.

 

Geyik Alanı

Geyik Alanı, Kartepe’nin zirve noktası. Burada hava sisli değilse karşınıza muhteşem bir manzara çıkıyor. Kış aylarında oradaysanız yapmanız gereken tek şey, oldukça sıkı giyinmek; çünkü burada hava eksi 20 dereceye kadar varabiliyor. Kar maskenizi, şapkanızı, kar gözlüğünüzü yanınıza alırsanız manzaranın tadına daha iyi varırsınız. Termosunuza dolduracağınız sıcak bir içecek ise burayı çok daha keyifli hale getirebilir. Karlar içinde çayınızı kahvenizi yudumlarken Sapanca Gölü’nü seyretmek çok iyi gelecek!

 

 

Aygır Deresi

Kartepe’nin zirvesinden akmaya başlayan Aygır Deresi, yolculuğunu tamamladığında Sapanca Gölü’ne dökülen bir doğal kaynak. Kartepe’ye güzellik katan, irili ufaklı su kaynaklarıyla kendini hep dinç kılan bu dere, Maşukiye Şelalesi’ni de ağırlayacak kadar misafirperver. Aygır Deresi’nin kenarında keyifli bir yürüyüş için en güzel zaman, doğanın uyanmaya başladığı bahar ayları. İçindeki küçük göllerde yüzebilmek için en iyi zaman ise yaz mevsimi.

 

 

Kuzu Yaylası

Sapanca Gölü’nü arkamıza alıp Kartepe’ye doğru tırmanırken karşımıza bir yer çıkıyor. Burası, kamp yapılabilecek ve yeşile doyulacak bir yer olan Kuzu Yaylası. Hoş, insan yeşile doymaz ama… Burada doğanın sessizliğini yine doğa bozuyor ve kulağımıza kuşların cıvıltılı sesleri doluşuyor. Yayladan Sapanca Gölü, en güzel manzaralarından birini sunuyor. Kuzu Yaylası’nda yürüyüşe çıkmak, kendinize yapacağınız samimi bir iyilik olabilir. Zeminde adım attıkça yükselen çimen ve toprak kokusu, sizi pek mutlu edebilir. Çam, ıhlamur, kayın ve fındık ağaçları, burada en yakın dostlarınız.

 

 

Maşukiye

Sapanca Gölü kıyısı ile Kartepe etekleri arasında kalan Maşukiye, en seçkin manzaralarını paylaşıyor bizimle. Şelaleleri, vadileri ve meyve bahçeleri, Maşukiye’yi gezi için vazgeçilmez kılanlar arasında. Kartpostalları aratmayan güzelliğiyle burası, hem Karadeniz hem Akdeniz ikliminden etkilendiği için ortaya karma bir güzellik çıkarmış. Köy isminin aşık anlamına gelen maşuk kelimesini içermesinin sebebi, buraya gelenlerin muhakkak aşık olacağına inanılmasındanmış. Burada konaklamaya gelmek; mis gibi havayı solumak, şırıl şırıl akan su ve kuş seslerini dinlemek için ideal. Bu huzurlu ortamda uyuyacağınız uykunun tadı ise hiçbir şeye benzemiyor.

 

 

Hikmetiye Camii

Kartepe’de Osmanlı döneminden kalma bir cami de bulunuyor. Geçim kaynağının meyvecilik olduğu renkli yöre Derbent’e geldiğinizde bu camiyi ziyaret etmeniz mümkün. Dönemin özelliklerini taşıyan yapı, Osmanlı padişahlarından II. Abdülhamit tarafından yaptırılmış. İnşası 1880 yılına tarihlenen Hikmetiye Camii, padişahın eşi Habibe Hanım’ın vefatından sonra yapılmış. Yaklaşık 50 yıl önce ise restorasyonu yapılarak esas görünümü camiye geri kazandırılmış.

 

 

Tökeli İmre Anıtı

Kartepe’nin Karatepe Köyü’nde bir anıt bulunuyor. Bu anıt, 1701 yılında Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan Macar Kralı Tökeli İmre ile eşi İliona Zrinyi için yaptırılmış. Macaristan’ın tarihinde önemli bir yeri olduğu söylenen kral, eşiyle beraber birkaç yıl burada yaşadıktan sonra hayata gözlerini yummuş. 2008’de ise çiftin anısına bu anıt yaptırılmış. Tökeli İmre Anıtı, Macaristan ile dostluğun simgesi olarak görülüyor. Anıt, pek çok Macar turist tarafından da ziyaret ediliyor.

 

Serindere

Trekking yapanların çok seveceği bir yere geliyoruz: Serindere. Burası, dar ve yüksek kanyonlar arasında konumlanıyor. Yolda ilerledikçe trekking konusunda zorluk seviyesi de artıyor. Çadırınızı alıp kamp da yapabileceğiniz Örnekköy’den yola çıkıp güneye doğru ilerlediğinizde toplam 13 kilometre uzunluğa sahip bir dereye rastlıyorsunuz. Burada eski bir değirmenin yanından geçip derenin meydana getirdiği göletlerde yüzmeniz mümkün. Yürümeye başladığınız yerin güneyindeki Kızkulesi noktasına geldiğiniz zaman yamacın yukarısına uzanan merdiven kalıntıları epey ilginizi çekecek.

 

 

Kartepe’de ne yenir?

Doğal hayatın öne çıktığı Kartepe’de yemek kültürü de bir o kadar zengin. Buranın hangi yemeği meşhur diye merak ediyorsanız hemen cevaplayalım; elbette su kaynaklarında bolca gezinen alabalıklar. Kartepe’de alabalık, taş fırınlarda, güveçte ve tereyağında pişiriliyor; lezzetine doyum olmuyor. Size tavsiyemiz, tüm gün Kartepe’nin tertemiz doğasında zaman geçirdikten sonra güzel manzaraya sahip restoranlardan birini seçip taptaze balığın tadına varmak. Bu keyif için Maşukiye’de dere kenarında konumlanan Akasya Alabalık’ı tercih edebilirsiniz. Kiremitte alabalığın yanında gelen kaşarlı mantar, fırında helva ve eritme köy peynirinin tadı damağınızda kalacak.

Paylaş