Evrensel değerlere sahip dokusuyla: Mudurnu
Bağlı olduğu Bolu’nun merkezine 52 kilometre uzaklıktaki Mudurnu, Asya’yı Avrupa’ya bağlayan tarihi İpek Yolu üzerinde konumlanıyor. Yıldızlar Yatırım Holding’in de tesislerinin bulunduğu Mudurnu, yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir belde. Mudurnu ilk kez, şimdiki yerleşim merkezinin doğusunda yer alan Hisar Tepesi’nde kuruluyor. Söylentilere göre Bursa’daki Bizans tekfuru buraya bir kale yaptırıyor ve kaleye kızı Matarni’nin adını veriyor: Matarni ismi zaman içinde Mondernes, Monderna, Mudurlu diye değişime uğrayarak Mudurnu halini alıyor.
Mudurnu’yla tanışın
Mudurnu; Kulaklı ve Hisarlı Tepeleri’nin oluşturduğu vadinin içinde yer alıyor. Buradaki tarihi yapılar, Mudurnu Çayı boyunca ve yamaçlarda sıralanıyor. Engebeli bir araziye sahip ilçede Abant Dağları, Kocaman Dağı, vadi yamaçları, tepeler ve Mudurnu Çayı, buradaki fiziksel yapıyı doğrudan etkiliyor. Bolu il merkezine 52 kilometre uzaklıkta konumlanan Mudurnu’nun tarihi, bin yıllar öncesine uzanıyor. Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar burada yaşıyor. Selçuklular döneminde Türkler buraya yerleşiyor. Ardından Osmanlılar Mudurnu’ya yerleşiyor. Tarihi İpek Yolu dahil olmak üzere önemli ticaret yolları Mudurnu’da birleşiyor. Bu yüzden ticaret burada hep canlı kalıyor. Mudurnu, 17. yüzyılda Bolu etrafındaki en büyük yerleşim merkezi oluyor.
Mudurnu Tarihi Ahi Kenti
Mudurnu’da evrensel değerlere sahip sosyokültürel yaşam biçimi ve geleneksel kent dokusu, yüzyıllardır kendini koruyor. Burada 165 ev, sekiz cami, çeşme ve hamam dahil toplam 173 mimari değeri yüksek yapı bulunuyor. “Tarihi Ahi Kenti” unvanıyla 2015’te UNESCO Dünya Miras Alanları Geçici Listesi’ne dahil olan Mudurnu’nun Anadolu’ya özgü Ahilik geleneğini yüzyıllardır yaşatması, bu listede yer almasını sağlayan başlıca nedenler arasında. Ahi kelimesi, bazı kaynaklara göre cömertliği temsil ederken bazı kaynaklara göre de kardeşlik, yardımlaşma, birlik ve beraberlik anlamlarını taşıyor. Ahiliğin bir de terim anlamı bulunuyor: 13. yüzyılda Anadolu’da kurulan; esnaf, sanatkar ve üretici birlikleri tarafından uygulanan ahlaki, siyasi, iktisadi, felsefi tutumlar ve prensipler olarak da biliniyor. Her koşulda Mudurnu’da Ahilik geleneği, esnaflar arasında yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlıyor. Ayrıca buranın köklü kültürü, Ahilik geleneği sayesinde korunuyor ve modern zamana karşı bozulması önleniyor. Bir Ahilik geleneği olan Esnaf Duası da Mudurnu için oldukça önem arz ediyor. Mudurnu’da geleneksel hale gelen ve yüzyıllardır süregelen Esnaf Duası, cuma günleri sela verildikten hemen sonra yapılıyor. Duanın ardından, vatandaşlar veya esnaflar tarafından, hayır sağlaması adına sembolik olarak ekmek, lokum gibi elde yenebilecek yiyecekler dağıtılıyor. Bu ikramlardan yiyenlerin, yiyecekleri dağıtan kimseler için dua etmesiyle Esnaf Duası tamamlanmış oluyor. Mudurnu’nun UNESCO Dünya Miras Alanları Geçici Listesi’ne dahil olmasının diğer sebepleri; yemyeşil doğası, sık konut yerleşimi, ahşap konut dokusunun güzel örneklerini içeren kentsel yapısı, Osmanlı döneminden beri varlığını sürdüren tek kubbeli cami mimarisi, hamamlar, türbeler ve hazireler.
Mudurnu Kalesi
Bizans döneminden kalma Mudurnu Kalesi’nin az bir kısmı günümüze ulaşıyor. Evliya Çelebi’nin 1650 yılındaki Mudurnu ziyaretinde yazdıkları, o dönemde bu kalenin sekiz köşeli, 20 kuleli, tek kapılı bir yapı olduğunun ipuçlarını veriyor. Evliya Çelebi ayrıca kalenin binasının karardığını, sur ve kalelerinin çöktüğünü, bunun eski bir yapı olduğunu da belirtiyor. Mudurnu Kalesi’nin Bizans döneminde; Bursa tekfurunun kızı için yaptırıldığı da söyleniyor, savunma amaçlı karakol kalesi olduğu da… Bu konu hakkında çok detaylı bilgi bulunmuyor.
Mudurnu Saat Kulesi
Mudurnu Saat Kulesi, mutlaka görülmesi gerekenler arasında yerini alıyor. İlçenin doğu tarafında bir yamaçlık alanda yükselen saat kulesinin başına gelmeyen kalmıyor. 1890’da inşasına başlanan bu ahşap yapı, 1891’de tamamlanıyor. 1900 yılında kulede yangın çıkıyor. 1905’te saat kulesi, Mudurnu Hapishanesi’ndeki mahkumlara yaptırılıyor; civardan toplanan taşlarla kule onarılıyor. Mudurnulu bir demirci ustasının yaptığı saat, kuleye yerleştiriliyor. 1964’te bir yangın daha çıkıyor ve kule tekrar hasar görüyor. O yıl içinde kulenin tamamına yakın bir kısmı yeniden restore ediliyor. 1990’larda kulenin dış cephesi ahşapla kaplanıyor. 12 metre yüksekliğindeki Mudurnu Saat Kulesi’nin doğuya bakan kapısından içeriye girildiğinde 30 basamakla üç yöne de bakan saatlerin yanına çıkılabiliyor. 185 kilogram ağırlığında olduğu söylenen kule çanı, her saat başı çınlıyor.
Göller
Mudurnu sınırları içinde yer alan ve görülmeye değer üç tane göl bulunuyor. Mudurnu merkezine 18 kilometre uzaklıktaki Abant Gölü; Abant ve Mudurnu sıradağları arasında oval bir çukurun içinde yer alıyor. 18 metre derinliğindeki tatlı su gölü, kış aylarında donabiliyor. Tavşan, ayı, tilki gibi yabani hayvanlara ev sahipliği yapan Abant Gölü, çevresini sarmalayan gür ormanlarla bir doğa harikası.
Diğer bir doğal güzellik olan Sülüklügöl’ün üç tarafını dik yamaçlar çevreliyor. Ormanlarla kaplı çevresiyle Sülüklügöl, 2011’de tabiat parkı statüsü alıyor. Üç tarafı dağlarla çevrili Karamurat Gölü ise tatlı su balıklarının yaşam alanı olarak dipten kaynayan ve vadilerden akan sularla varlığını sürdürüyor.
Kaplıcalar
Mudurnu’da şifalı iki kaplıca bulunuyor. Mudurnu’ya beş kilometre uzaklıktaki BabasKaplıcası’nın suları karaciğer, safra yolları ve metabolizma hastalıklarının yanı sıra diyabetlilere iyi gelen kimyasal özellikler barındırıyor. Bikarbonat, kalsiyum, magnezyum ve karbondioksitli suyuyla iyileştirici ya da rahatlatıcı bir etki yaratıyor. Mudurnu’ya 36 kilometre uzaklıktaki Sarot Kaplıcası, bir diğer şifa kaynağı. Bu kaplıcanın suyu içme kürü olarak kullanıldığında idrar yolları ve böbrekle ilgili hastalıklara iyi geliyor. Bu suyla banyo yapıldığında romatizma hastalıklarının yol açtığı ağrıları gideriyor. Sarot Kaplıcası’nın suyunda sülfat, sodyum ve kalsiyum bulunuyor.
Yıldız Entegre Bolu Mudurnu Tesisi’nden Metin Erdoğan ilçenin güzelliklerini anlatıyor…
Bizi Mudurnu hakkında bilgilendirebilir misiniz?
İki dağın arasına kurulu merkezimizde iki katlı ahşap evlerin ve tarihi konakların yarattığı atmosfer gerçekten görülmeye değer. Özellikle Şeyh-ül Ümran tepesinden baktığınızda; aşağıda eski beyaz boyalı evlerin, bahçelerin, camilerin kucaklaştığını göreceksiniz. 100-150 yıllık bir geçmişe sahip bir veya üç katlı evlerde çevredeki orman dokusundan ötürü ahşap malzeme kullanılmış. Birbirlerinin manzaralarını engellemeyecek biçimde yapılmış bu evlerde Osmanlı sivil mimarisinin sadeliği, estetiği ve özellikleri görülüyor. Mudurnu’daki 30’a yakın ev şu anda restore edilmiş durumda. Diğerleri sırada bekliyor. En gözde konaklar Armutçular, Keyvanlar, Hacı Şakirler, Hacı Abdullahlar, Yarışkaşı Konakları ve Yıldız Entegre tarafından restore edilen Tekkeliler Konağı.
Birkaç yüz yıl öncesinin sivil mimari örneklerini günümüze kadar ulaştırması nedeniyle kentsel sit alanı ilan edilen Mudurnu’nun tarihini ve kültürünü yansıtan bu evler koruma altında. Armutçular Konağı, bu yapılar içinde öne çıkanlardan. Konakta; dört katlı kare planlı 17 oda, 4 büyük salon ve bir büyük sofa bulunuyor. Çıralı çamdan karkaslı ve ahşap kaplamalı konakta ahşap oymalar, muhteşem tavan süslemeleri ve kapı tokmağı gibi ayrıntılar, ziyaretçilerde hayranlık uyandırıyor. Armutçular Konağı, Eylül 2016’da Yıldız Entegre sponsorluğunda, ICOMOS Türkiye, Mudurnu Belediyesi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi kurumsal ortaklığında, Türkiye’de ilk kez düzenlenen VERNADOC Yöresel Belgeleme Çizim Kampı’na ev sahipliği yaptı.
İlçe merkezinde tarihi konakların dışında Mudurnu Saat Kulesi, Yıldırım Beyazıt Camisi ve Yıldırım Beyazıt Hamamı ile Kanuni Sultan Süleyman Camisi görülmeye değer. Yıldırım Beyazıt’ın şehzadeliği döneminde inşa edilen cami ve hamam ilçenin simgesi sayılıyor. Eski çarşıda bakırcı, demirci, semerci dükkanları var. Demirciler Çarşısı eski özelliğini kaybetmiş olsa da ilçenin turistik değerini artırmak için belediyenin desteğiyle yaşatılıyor.
Mudurnu’ya gelenler mutlaka yapmalı dediğiniz bir etkinlik var mı?
Şehir merkezinde Saat Kulesi’ni, Pertev Nail Boratay Kültür Merkezi’ni, Açık Hava Müzesi’ni, Kent Müzesi’ni, Yıldırım Beyazıt Hamamı ve Camisi’ni, Arasta Çarşısı’nı ve konaklarımızı mutlaka gezip görmeliler. Orman içindeki Yeniceşıhlar ile Samsaçavuş arasında bulunan çaya paralel uzanan toprak yoldan yürüyüş yaparak doğanın keyfini çıkarabilirler.
Mudurnu,Tarihi Ahi Kenti adıyla 2015 yılında UNESCO Dünya Miras Alanları Geçici Listesi’ne dahil edildi.Bunun hakkında neler söylersiniz?
Esnaflar arası yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlamakla birlikte; köklü kültür değişimlerinin olduğu bir dönemde, birbirlerine karşı çatışmacı tavır alan grupları uzlaştırmak, koruyucu değerler meydana getirmek, toplum düzeninin ve iş ahlakının sağlanmasına yardımcı olmak amacıyla kurulan Ahi birliklerinin izleri ilçemizde hâlâ görülüyor. Türkiye’de ilçe düzeyinde Ahilik kutlaması yapan, Ahiliğin sahip olduğu gelenekleri yaşatma ve gelecek nesillere aktarma çabası veren tek ilçe Mudurnu’dur.
Mudurnu mutfağı
Mudurnu, çok eski zamanlardan beri var olan eski bir kasaba ve çeşitli medeniyetlerin ilk yerleşim yeri. Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Selçuklulardan sonra Osmanlı topraklarına katılmış ve tüm bu medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Yörenin mutfağı elbette bu zenginlikten payını almış. Böylece yöresel malzeme ve aromalarla Mudurnuluların sofralarını zenginleştiren onlarca, yüzlerce yemek türünü ortaya çıkarmış. İlçenin oldukça zengin mutfak kültürünü tanımak için Mudurnu’daki tüm konaklarda ve restoranlarda ünü Osmanlı saraylarına kadar ulaşan yöresel yemekleri bulabilirsiniz.
Zengin mutfak kültürü
Yukarıda bahsettiğimiz tarihi dokuda ortaya çıkan zengin mutfak kültürünün ürünü olan yemeklerden özellikle tadılması gerekenler şöyle:
Hamur işleri: Kıymalı Mudurnu böreği, patatesli börek, ıspanaklı börek, kaşık sapı, mantı, ev makarnası, yağlı gözleme, kabaklı gözleme, hamursuz (cevizli çörek), sini makarnası (keşli, cevizli su böreği), atma malak, kalbur malağı, sıkma malak, bazlamaç, kaygana, cızlama, lokma, ıslama, ekmek makarnası, katmerli.
Çorbalar: Oğmaç çorbası, tarhana çorbası, kızılcık tarhanası çorbası, uhut çorbası, düğün çorbası, taze tarhana (yayla çorbası), erişte çorbası.
Tatlılar: Höşmerim, un helvası (basma helva), depme helva (saray helvası), Mudurnu baklavası, fırında tatlı kabağı, palize (nişastadan yapılan muhallebi), kalıp tatlısı, köpük helva, tırtıl tatlısı.
Etli ve diğer yemekler: Etli kuru fasulye, etli patates, kaş kebabı, tavuk güveç, dana güveç, yoğurtlu mancar, yoğurtlu fasulye, yoğurtlu bakla, patates piyazı, fasulye piyazı, keşkek, etli yaprak sarması, kelem (lâhana) dolması.
Turşular: Boz armut turşusu.
Hoşaflar ve içecekler: Erik hoşafı, armut hoşafı, topal hoşafı, erik pestil ezmesi, kızılcık şurubu/gorava (kızılcık konsantresini şurubu).
Nerede yemeli?
Tarihi konakların hepsinde Mudurnu’nun yöresel lezzetlerinin tadına bakabilirsiniz. Ayrıca Mudurnu’da hizmet veren Tarihi Meram Restoran ve Evimin Yöresel Yemek Evi de bu tatları denemeniz için ideal.
Kızılcık tarhanası çorbası
Mudurnu Tesisi’nden Metin Erdoğan’dan Mudurnu’nun kızılcık tarhanası çorbasının tarifini aldık.
Malzemeler
1 çay bardağı kuru kızılcık tarhanası 5 su bardağı su
1 yemek kaşığı tereyağı 3 diş sarımsak
Tuz
Üstü için tereyağı, kuru nane
Yapılışı
- Bir tencereye 5 su bardağı su koyup kaynatın.
- Kuru kızılcık tarhanayı kaynayan suyun içine boşaltın.
- İçine bir miktar tuz katın.
- İnce kıydığınız sarımsakları çorbanıza ekleyin.
- Kısık ateşte ara ara karıştırarak pişirin.
- Sos tenceresine bir miktar tereyağı koyun, üstüne bir tutam kuru nane ekleyin fokurdayıncaya kadar hızlıca karıştırarak kızdırın.
- Pişen çorbayı servis tabağına alın, üzerine biraz naneli yağdan gezdirerek servis yapın.