KURUMLARIN DİJİTALLEŞME ODAĞI KENDİNE ÖZGÜ BİR DEĞİŞİM İÇİNDE

SAP BULUT VE İŞ ÇÖZÜMLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI BÜLENT KARAL ile COVID-19’un beklenmedik şekilde hızlandırdığı dijital dönüşümle birlikte öne çıkan bulut altyapısı, e-ticaret ve çok daha fazlasına odak…

Pandemiyle birlikte pek çok şirket için oyunun kuralları değişti. Bu durum şirketlerin teknolojik altyapılarını dijital dönüşüme hızlıca adapte etmelerini gerektirdi. Peki, şirketler buna hazır mıydı? Ya da ne kadar hazırdı? 

Mart 2020’de hayatımıza giren COVID-19 salgınıyla iş hayatımızda önemli değişiklikler yaşadık. Özellikle bir gecede iş modellerinin değiştiği endüstriler gözlemledik. Sokağa çıkma kısıtlamalarının başlamasıyla üretim, tedarik zinciri ve insan kaynağında yaşanan sıkıntılar kurumların iç süreçlerinde ve müşteri temasında ciddi sorunlar oluşturdu. Tüm bu hızlı değişim ihtiyacı aynı zamanda çözüm için teknolojinin ve dijitalleşmenin kritik bir rol oynamasına sebep oldu. Elbette bu beklenmedik hızlı değişime hazırlıklı olan kurumlar olduğu gibi hazırlıksız yakalanan birçok işletmenin de olduğunu söylemeliyim. Bunun etkisiyle dijitalleşmeden beklentiler ve kurumların dijitalleşme odağı kendine özgü bir değişim içindedir. Bu değişim aynı zamanda geleceğin normali olarak tartışılıyor. Basitçe söylemek gerekirse bugün kurumların dijital dönüşümden beklentileri çeviklik, inovasyon ve sürdürülebilirlik olarak tarif edilebilir.

Bu dijital dönüşümü en güçlü şekilde gerçekleştirmeyi sağlayan teknolojik altyapının en temel özellikleri neler? 

Kurumların dijital dönüşümden beklentilerini burada biraz daha açmak isterim. Salgın sonrası en çok gözlemlediğiniz konu müşterilerimizden gelen hızlı uyarlama talepleriydi. Haftalar mertebesinde projelendirme ve dijital dönüşüm beklentilerini, salgının bize hediyesi olarak görüyorum. Elbette değişen pazar dinamikleri ve kurum ihtiyaçları bu talebi artırıyordu. Tedarik zincirlerinde ciddi kırılmaların yaşandığı ve mevcut insan kaynağıyla altyapıların yönetilmesinin zor olduğu bu dönemde bulut teknolojileri imdada yetişti. Özellikle yazılım üreticilerinin son 10 yıldır ciddi yatırım yaptığı bulut teknolojileri kurumların talep ettiği çeviklik, inovasyon ve sürdürülebilirlik taleplerine cevap verecek altyapı olarak yerini güçlendirdi.

Pandemiyle gelen 2021 yılında dijital dönüşümü/gelişimi nasıl değerlendirirsiniz? 

Öncelikle dijital dönüşümün ölçüsünü ortaya koymak gerekebilir. Bu ölçü genellikle kurumlar ya da ülkeler arasında bir kıyaslama yani dijital indeks oluşturma yönünde sağlanıyor. Bu konuda en değerli çalışmanın Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Dijitalleşme Endeksi Raporu” olduğunu söyleyebilirim. Son yıllarda diğer ülkelere kıyasla endeks puanımız artsa da ülke olarak odaklanmamız gereken alanları bu raporda daha net görebiliyoruz. Bu endekse göre iyi olduğumuz alanlar; hanelere ulaşan internet erişimi, mobil ağ kapsamı ve herkesin tahmin edebileceği gibi sosyal ağ kullanımları. Geliştirmemiz gereken kısımlar ise bilgi iletişim ihracatı, uluslararası bant genişliği, güvenli internet sunucuları ve eğitimli yetişmiş kaynaklar olarak sıralanabilir. Dijital dönüşümlerin özel sektör, bireyler, üniversiteler ve kamunun ortak çabasıyla ilerleyebileceğini söylemek isterim. Bu sebeple hem bireyler olarak hem de kurumlar çapında bu dönüşüme katkı sağlama bilincini geliştirmemiz gerekiyor.

 

Sizce 2020 ve 2021’de şirketler; bulut kullanımı, veri işleme sürelerinin hızlanması, çağın gerekliliklerine uyum sağlama, operasyonel mükemmellik ve iş zekasının ön plana çıkması gibi güçlü teknolojik altyapıyla birlikte gerekenler noktasında yeterince güçlenebildi mi? 

Bu konuda çok hızlı bir gelişme söz konusu ancak iş dünyasının dijital dönüşümünün önündeki en büyük engeller geleneksel iş yapış biçimleri, yüksek teknolojide uzmanlaşma eksikliği ve bilgi iletişim teknolojileri ihracatında yeterli seviyeye henüz ulaşamamamız olarak sayılabilir. Yine salgın sürecinin işletmeleri bu konulara yatırım yapmaya teşvik ettiğini belirtebilirim. Bunlarla ilgili birkaç güzel örneği sizlerle paylaşmak isterim.

 

Ülkemizin bilişim sektörüne nitelikli iş gücü yetiştirmek amacıyla 2018 yılından bu yana SAP Genç Profesyoneller Programı’nı düzenliyoruz. Türk Kızılay, ODTÜ Bilişim İnovasyon Merkezi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Gaziantep Sanayi Odası, Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) gibi değerli kurumların iş birliğiyle dört şehirde altı program hayata geçirdik. Bu programlarda şu ana kadar bilişim, büyük veri ve elektronik ticaret gibi farklı alanlarda 150’den fazla genç uzmanlaştı.

 

Bununla birlikte SAP ve UNICEF imza attıkları iş birliğiyle 2022’ye kadar 1,5 milyondan fazla gence 21. yüzyılın gerektirdiği dijital becerileri ve yaşam becerilerini kazandırmayı amaçlıyor. Birleşmiş Milletler’in Sınırsız Nesil Girişimi’nin bir parçası olan bu iş birliği, biri Türkiye olmak üzere ilk etapta üç ülkede hayata geçiriliyor. Bu çerçevede UNICEF Türkiye ve Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte problem çözme, eleştirel düşünme, üretkenlik, ekip çalışması ve sosyal duygusal beceriler gibi 21. yüzyıla ait yeteneklerin geliştirildiği Tasarım ve Beceri Atölyeleri kuracağız.

 

Girişimcilik ve ihracat yetkinliklerinin gelişmesi açısından da Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini büyütmek hedefiyle başlattığımız Hızlan Fark Yarat programıyla teknolojiyi etkin kullanarak sosyal dönüşüm hedefleyen gençleri destekliyoruz. Programa dahil olan genç girişimciler, bir yıllık destek programıyla projelerini daha da geliştirdiler ve toplamda 80.000’den fazla genç ve çocuğun hayatına dokundular.

Son olarak, duyurusu İstanbul’daki Dünya İnsani Zirvesi’nde yapılan Bugünün Dijital Yetenekleri girişimi, toplam 14 ülkede 73.000’e yakın çocuk ve genci kodlamayla tanıştırdı. Program kapsamında 2020’de Genç Başarı Eğitim Vakfı (JA Turkey) iş birliğiyle 5.400’den fazla gence kodlama eğitimi verdik. 2019’da ise Türk Kızılay ve Re:Coded iş birliğiyle 22 gencin katıldığı bir kodlama kampını Gaziantep’te düzenledik. Bunun gibi örnekleri çoğaltarak dijital dönüşüm ve yeni teknolojilerin adaptasyonu konusunda daha fazla katkı üretmemiz gerektiğine yürekten inanıyorum.

Özellikle uzaktan çalışılan dönemin yıldızının bulut altyapısı olduğunu söyleyebilir miyiz? Bulutu bu süreçte öne çıkaran özellikleri nelerdi? 

Bulut teknolojilerinin işletmelere sağladığı faydaları aktarmak için şunları söyleyebilirim: Günümüzde artık ölçeğinden bağımsız olarak kurumların ihtiyaçları birbirine çok yakınlaştı. Bir KOBİ işletmesi ile holding yapısının dijital dönüşüm ihtiyaçları neredeyse birbiriyle aynı. Bu sebeple işletmelerin sermayesi ve kaynağından bağımsız olarak teknoloji ihtiyaçlarına cevap arayışında bulut teknolojileri önemli fırsatlar sunuyor. Bu aslında bulut teknolojilerinin ölçeklenebilir olması sayesinde sağlanabiliyor. Kurumların kolay erişebildiği, küçük başlayıp ihtiyacına göre büyüyebildiği yegane platformlar bulut teknolojileri oluyor. Bulut platformlarının diğer özelliği ise kurumların hızlı inovasyon, hızlı ürün çıkabilme ve yeni fikirler için esnek altyapılar sunabilmesi. Yönetişim ise diğer önemli bir fayda. Dijital yolculukta en kritik bileşenlerden biri olan güncellemeler ve raporlamalar gibi temel ihtiyaçları bulut teknolojilerinde standart hizmet olarak sunabiliyoruz. Birçok kurumun öncelik sırasında bir numara olan ve ciddi yatırım gerektiren güvenlik ve sertifikasyonlar ise bu bulut ortamlarında kullanıcılara karşılıksız olarak sunuluyor. Ticari açıdan çok önemli bir faydaya ayrıca değinmek istiyorum: Bulut teknoloji altyapıları kullandıkça öde yapısıyla yani abonelik şeklinde hizmet sunduğundan kurumlara önemli avantajlar sağlıyor. Özellikle düşük başlangıç maliyetleriyle işletmelerin rekabet avantajı sağlamasına katkı sunuyor.

Biraz daha gündelik hayata bakarsak elektronik ticaretin bugünlerde maksimum öneme sahip olduğunu görüyoruz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? 

E-ticaret eskisinden de önemli bir hale gelmiş durumda. B2C operasyonlarının yanı sıra, pandemiyle birlikte B2B çalışan müşterilerimizde de çok hızlı bir e-ticaret dönüşümü başladı. Eskisi gibi müşterisini yerinde ziyaret edemeyen satış ekiplerinin işini e-ticaret platformlarıyla kolaylaştırıyor olmak, en önemli önceliklerimizden biri. 

Bu sene itibarıyla global olarak SAP’nin e-ticaret platformlarından üretilen toplam ciro 576 milyar dolara ulaşmış durumda. Pazar yeri uygulamalarının şirketler tarafından benimsenme hızı, e-ticaretin geçtiğimiz yıldaki yükselişiyle birlikte çok fazla arttı. Bu anlamda global çapta önemli iş ortaklıklarımız var ve Türkiye’de de pazar yeri uygulamalarına olan ilginin arttığını gözlemliyoruz.

 

BİZİ NASIL BİR GELECEK BEKLİYOR?

  • Tüm dünyada etkisi devam eden COVID-19 salgını nedeniyle tüm dengeleri değişen küresel ekonomi yeni dönemde dijital teknolojilerle bir dönüşümden geçecek. 
  • Bu dönüşümün sonucunda bulut, nesnelerin interneti, yapay zeka, öğrenen makineler gibi inovatif teknolojileri kullanarak müşterilerini, paydaşlarını ve çalışanlarını kapsayan sürdürülebilir stratejileri uygulamış olan şirketler gelecekte hayatta kalacak. 
  • Geçen yıl dünyanın önde gelen analiz şirketlerinden Forrester Consulting ile gerçekleştirdiğimiz araştırmaya göre şirketlerin yüzde 93’ü dijital dönüşüm hedeflerine ulaşmak için inovasyon teknolojilerinin kilit rol oynadığını düşünüyor. Yeni konjonktür nedeniyle bu oranın daha da artacağını düşünüyoruz. 

 

Bülent Karal kimdir? BT sektöründe NCR, Koç.net ve Oracle gibi şirketlerde 20 yıllık satış ve satış yöneticiliği deneyimine sahip olan Bülent Karal, SAP’ye katılmadan önce NCR ve Koc.net’te satış yöneticisi, Oracle Türkiye’de ise sırasıyla Finans Sektörü Satış Yöneticisi, Genel Sektör Satış Müdürü ve Telekom Sektörü Satış Müdürü olarak görev yaptı. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Karal, Marmara Üniversitesi’nde Uluslararası İşletme yüksek lisans programına ek olarak 2008’de The Stockholm School of Economics’te kısa süreli bir MBA Programı’na katıldı. 2012’de ilk olarak SAP Türkiye’de enerji, perakende, bankacılık, sigorta ve kamunun da içinde bulunduğu Stratejik Endüstriler Genel Müdür Yardımcılığı’nı devralan Bülent Karal halihazırda Bulut ve İş Çözümleri Genel Müdür Yardımcısı görevini sürdürüyor.

BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DİREKTÖRÜ YALÇIN ÖZTÜRK’TEN…

Şirketlerimizin işlerini daha dijital bir ortamda yapma talepleri çerçevesinde organizasyonumuzda revizyon yaparak Dijital Dönüşüm Müdürlüğü, Sistem ve Yazılım Geliştirme Müdürlüğü ile Sistem Operasyon Müdürlüğü’nü Bilgi Teknolojileri Direktörlüğü altında bir araya getirdik. 2021’de başlayan SAP dönüşüm yolculuğumuz 2025’e kadar sürecek. Bu çerçevede bir yandan sistemi revize ediyoruz bir yandan da iş süreçlerinde bir sadeleştirme yapıp yeni sistemi daha dijital bir ortama taşımaya çalışıyoruz yani mevcut süreçleri elden geçiriyoruz. Bu süreçte daha otomasyonlu, daha dijital ortamı nasıl sağlayabileceğimizin çözüm yollarını araştırıyoruz. 

Tabi sadece dijital dönüşüm değil, 2021’de farklı alanlarda başladığımız yeni süreçler var: Robotik süreç otomasyonu (RPA) ve iş süreçleri yönetimi (BPM) araçlarını kullanmaya başladık. RPA’da müşteri-satıcı mutabakatlarını yazılımsal bir robot yapmaya başladı. Ayrıca insan kaynaklarında talep formunu dijital ortama taşıdık. Aynı şekilde kağıtsız ofis stratejisi doğrultusunda çeşitli formları BPM’ye taşımaya devam ediyoruz. Farklı olarak 2022’de yapay zekayı da kullanacağız; bayi portalinde müşterinin geçmiş alışkanlıklarına bakarak ürün önerecek bir proje üzerine çalışıyoruz. Veri merkezimiz ve veri güvenliği için ek yatırımlar da yapacağız. Siber tehditlerin arttığını biliyoruz, bu tehditleri engellemek için bu konuya da odaklanacağız. 2022 hedeflerimiz arasında bulut sistemleri de var. Şu an sunucularımız için hizmetleri yerinde alıyoruz. 2022 itibarıyla verilerimizi biraz daha stabil bir ortama taşımış olacağız. Bilgi Teknolojileri Direktörlüğü olarak hedefimiz, iş birimleriyle beraber oturup müşteriye bakan yönde çözümler üretmek. Kendi tarafımıza bakarsak da iş süreçlerimizin büyük bir kısmını dijitalize ederek elle veri girişinin az olduğu bir dünya oluşturmak.

Paylaş

KURUMLARIN DİJİTALLEŞME ODAĞI KENDİNE ÖZGÜ BİR DEĞİŞİM İÇİNDE