Akademi Yıldız’la ÖĞREN, GELİŞ, FARK YARAT
Yıldızlar Yatırım Holding’in stratejik hedefleri ve değerleri ışığında, tüm çalışanların gelişmesi, geleceğe hazırlanması ve kurumun öğrenen bir organizasyona dönüşmesi gerektiği vizyonuyla ortaya çıkan akademi kurma fikri, Eylül 2017’de ilk tohumların atılmasıyla hayata geçirildi. İnsana yatırım yapmadan kurumsal gelişimin olmayacağı inancıyla çıkılan bu yolculukta, Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız başkanlığında, birçok yöneticinin katılımıyla oluşturulan proje grubunun çalışmaları akabinde Akademi Yıldız’ın kurulma süreci başladı. Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’yle yapılan iş birliği sonrasında süreç hızlanarak devam etti.
Nisan 2018’de ekip üyelerinin göreve başlamasıyla birlikte Akademi Yıldız Eğitim ve Geliştirme Müdürlüğü kuruldu. Ekip, okul programlarının tasarımları ve diğer altyapı çalışmalarına yönelik tüm süreçleri tamamlamak üzere işe koyuldu. Akademi Yıldız, eğitimve geliştirme faaliyetleri öncesinde Haftanın Yıldız Sözü ve Ayın Yıldız Kitabı çalışmalarıyla kendini şirket içinde hissettirmeye ve merak uyandırmaya başladı. Yapılan tüm hazırlık çalışmalarının sonrasında 13 Nisan’da alanında uzman önemli isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı Akademi Yıldız Gelişim Zirvesi & Lansmanı gerçekleştirildi. Lansmanla birlikte Akademi Yıldız, “Öğren, Geliş, Fark Yarat!” sloganıyla her biri farklı bir gelişim fırsatı sunan dört okulunu hayata geçirdi ve gelişim programlarını başlattı. Eğitim ve gelişim programları planlanan takvim doğrultusunda hızla devam ediyor.
OKULLAR VE GELİŞİM PROGRAMLARI
Liderlik Okulu
Değişim ve dönüşümün çok hızlı yaşandığı günümüz dünyasında iş liderlerinin kendilerini, ekiplerini, kurumlarını geliştirmeleri, güçlendirmeleri ve rol model olmaları kritik bir önem taşıyor. Bu bakış açısıyla Yıldızlar Yatırım Holding’in tüm yöneticilerine günümüz iş hayatının gerektirdiği yeni yetkinlikleri ve yaklaşımları kazandırmak, holdingin değerleri doğrultusundaortak ve global bir liderlik dili oluşturmak amacıyla Liderlik Okulu kuruldu. Okulda hedef kitlesine göre farklılık gösteren ve özel olarak tasarlanan dört gelişim programı yer alıyor. Farklı kademelerdeki yöneticiler için belirlenen yetkinlikler doğrultusunda geliştirilen programlar, katılımcıların birbirilerini desteklemelerini de sağlayacak şekilde tasarlandı. Her gelişim programında sınıf içi eğitimler, bireysel koçluk uygulamaları, çeşitli envanterler, 360 derece geri bildirim anketi, dijital öğrenme araçları, kitap/makale gibi gelişimi destekleyecek uygulamalar yer alıyor. Tüm programlar, belli bir zaman dilimine yayılarak birbirini takip eden eğitim modülleri ve uygulamalarla, 12-15 ay arasında sürecek şekilde planlanarak sürdürülüyor. Programlar, kendi alanında uzman eğitmenler, akredite koçlar ve/veya deneyimli danışmalarca yürütülüyor. Danışmanlar, hem temel eğitimlerin verilmesinde görev alıyorlar hem de koçluk yapıyorlar.
Kutup Yıldızı Gelişim Programı: Üst kademe yönetim seviyesi için tasarlanan program, ismini, tarih boyunca insanlara seyahatlerinde yön gösteren Kutup Yıldızı’ndan yol göstermeleri düşüncesini temel alan program; ilham verecek, değişime ve dönüşüme öncülük edecek liderlik yetkinlikleri kazandırmayı ve değerleri yaşatan liderler yetiştirmeyi hedefliyor. Programın danışmalığını ve yürütücülüğünü yönetim danışmanı, yönetici koçu Dr. Gürkan Sekmen gerçekleştiriyor.
Yıldızlar Lider Gelişim Programı: Orta kademe yönetim seviyesi için geliştirilen program, yöneticilerin kendilerini, ekiplerini ve işlerini en verimli şekilde yönetmelerini ve yeni nesil yöneticilik yetkinlikleri kazanmalarını sağlamak hedefiyle hazırlandı. Programın danışmanlığını ve yürütücülüğü yönetim danışmanı, yönetici koçu İlhan Gülertan gerçekleştiriyor.
Yıldızlar Yönetici Gelişim Programı: İlk kademe yönetim seviyesi için geliştirilen program, kişisel gelişime katkı sağlamayı ve temel seviye yönetim becerilerinin kazandırılmasını hedefliyor. Eğitim, aynı zamanda bir üst seviye yönetim rolleri için hazırlık olacak şekilde tasarlandı. Programın danışmanlığını ve yürütücülüğünü eğitmen, kariyer danışmanı, yönetici koçu Ruhan Maral gerçekleştiriyor.
Geleceğin Yıldızları Programı: Program, yetenek yönetimi çalışmaları kapsamında, yetenekli ve potansiyeli yüksek çalışanlar arasından geleceğin yönetici adaylarını belirlemek, geliştirmek ve geleceğe hazırlamak amacıyla tasarlandı. Katılımcıları, Yetenek Komitesi’nin çalışmalarıyla belirlenen program, kendine liderlik, iletişim ve ilişki yönetimi, takım olma, problem çözme teknikleri gibi eğitim modülleriyle, çalışanların kişisel gelişimine yatırım yaparak yönetsel roller için hazırlanmalarını hedefliyor. Programın danışmanlığını ve yürütücülüğünü eğitmen, koç ve yazar olan Müge Çevik gerçekleştiriyor.
Satış ve Pazarlama Okulu
Şirketlerin, benzer üretim/hizmet koşulları içinde ve rekabetin çok yoğun olduğu piyasa şartlarında hedeflerine ulaşması, sürdürülebilirliğin sağlanması ve rakipleri arasında fark yaratabilmesi için en önemli alanlardan biri satış ve pazarlamadır. Bu farkındalıkla kurulan okul, Yıldızlar Yatırım Holding bünyesindeki şirketlerde satış ve pazarlama fonksiyonlarında, farklı pozisyonlarda görev alan tüm çalışanların, gerekli mesleki eğitim/gelişim ihtiyaçlarının karşılanması ve holding genelinde ortak satış dilinin yaratılması hedefiyle kuruldu. Okulda hedef kitleye göre farklılık gösteren Satış Gelişim Programı, Pazarlama Gelişim Programı ve çeşitli eğitim modülleri sunuluyor. Satış ekipleri için geliştirilen programlarda sınıf içi eğitimler, saha koçluk uygulamaları, saha çalışmaları, anketler, dijital öğrenme araçları, kitap/makale gibi gelişimi destekleyen birçok uygulama yer alıyor.
Pazarlama bölümlerine yönelik olarak da farklı eğitim modülleri ve yine benzer destekleyici uygulamalar bulunuyor. Kendi alanında uzman ve deneyimli danışmalar/eğitmenler liderliğinde yürütülecek bu programlar da belli bir zaman dilimine yayılarak, birbirini takip eden eğitim modülleri ve uygulamalarla 10-12 ay sürecek şekilde planlandı.
Temel Gelişim Okulu
Temel Gelişim Okulu ve programlarıyla Yıldızlar Yatırım Holding’in değerlerinin, vizyonunun, misyonunun, iş yapış biçimlerinin yanı sıra, ortak kurumsal yetkinliklerin tüm çalışanlar tarafından benimsenmesi, ortak bir kültürün yaratılması hedefleniyor. Ayrıca çalışanların ihtiyaç duyacağı temel eğitimlere de bu okulda yer veriliyor. Bu okulda iki program ve yıllık katalog eğitimleri bulunuyor.
Yıldızlı Olma Yolunda Oryantasyon Programı: Program, Yıldızlar Yatırım Holding’de ve şirketlerinde, görevlerine yeni başlayacak çalışanların işlerine, iş ortamına, kurumsal kültüre adaptasyonunu hızlandırmak ve işveren markasına katkı sağlamak amacıyla tasarlandı. İki aylık süreci kapsıyor.
Kurumsal Temel Gelişim Programı: Program, kurumsal yöndeşlik ve temel eğitim seviyesi kazandırmak amacıyla hazırlandı. Müdür ve üstü kadrolarda çalışan yöneticiler hariç tüm ofis çalışanlarına yönelik olan program kapsamında Etkili İletişim ve İlişki Yönetimi, Takım Çalışması, Problem Çözme Teknikleri eğitimlerine yer veriliyor.
Akademi Yıldız Katalog Eğitimler: Okullardaki programlarda yer almayan ancak ihtiyaçlar doğrultusunda, çalışanların gelişimine katkı sağlayacağı düşünülen eğitimlerin bulunduğu genel eğitim kataloğudur. Bu katalogda yer alan genele açık eğitimler için çalışanlar ya da yöneticilerden gelen taleplerin toplanması durumunda değerlendirme yapılıyor ve uygun eğitim için gerekli organizasyon kuruma özel ya da genel katılıma açık olarak gerçekleştiriliyor.
Mesleki ve Teknik Gelişim Okulu
Bu okul; çalışanlara, görev yaptıkları iş ailesine ve fonksiyona göre mesleki ve teknik konularda ihtiyaç duydukları eğitimlerin ve gelişim programlarının sunulması hedefiyle kuruldu. 2019 için Mali İşler Gelişim Programı ve Üretim Teknik Gelişim Programı olmak üzere iki eğitim sunuluyor. Diğer tüm departmanların ihtiyaç duydukları eğitim ya da programlara ise yeni dönemde yer verilecek.
PROGRAMLAR BAŞLAMADAN NELER YAPTIK?
Haftanın Yıldız Sözü: Her hafta pazartesi mesaisinin ilk saatlerinde motivasyon sağlayacak sözler paylaşılıyor. İlk haftanın sözü, Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Yıldız’ın, “Bir işte başarılı olmak istiyorsanız ya farklı bir iş yapın ya da işinizi farklı yapın.” oldu.
Haftanın Yıldız Kitabı: Çalışanların kişisel gelişimlerini desteklemek hedefiyle devreye alınan uygulama kapsamında önerilen kitaplardan alıntılara ve özetlere yer veriliyor.
NELER YAPACAĞIZ?
Akademi Yıldız, belli bir program dahilinde birçok yeni çalışmayı hayata geçirmeye devam edecek. Bu kapsamda planlan diğer çalışmalar şöyle:
Öğrenmenin @ Hali: Karma bir eğitim-gelişim modeli benimseyen Akademi Yıldız, sadece sınıf içi eğitimleri değil, günümüz dünyasının dijital ve mobil öğrenme ortamlarını da çalışanlarına sunmanın hazırlığını yapıyor. Bu kapsamda hizmet verecek bir sanal platform üzerinden, zamana ve sınırlara bağlı kalmadan çalışanlara gelişim olanağı sunulacak.
Yabancı Dil Programları: Farklı ihtiyaçlara ve taleplere göre geliştirilen programlar doğrultusunda tüm çalışanlara yabancı dil gelişimi konusunda destek verilecek.
Yıldızlı Sohbetler: Farklı alanlarda uzmanlıkları ya da deneyimleri olan konuşmacıların katıldığı kısa seminer programlarıyla çalışanların gelişimine katkı sağlanacak.
İç Eğitmen Yetiştirme Programı: Çalışanların farklı uzmanlık alanlarındaki deneyimlerini çalışma arkadaşlarıyla paylaşmalarına olanak sağlamak amacıyla gerçekleştirilecek programı başarıyla bitirenler, kurum içinde eğitmen olarak kendilerine ve kuruma katkı sağlama imkanına sahip olacaklar.
Zirveler: Akademi Yıldız Gelişim Zirvesi’yle ilki düzenlenen bu zirvelerle, hem çalışanlara hem de diğer paydaşlara katkı sağlayacak gelişim organizasyonları gerçekleştirilecek.
Süreli Yayınlar: Çalışanlara farklı gündem maddeleri dahilinde, belli zaman dilimlerinde gelişimi destekleyecek dijital yayınlar gönderilecek.
Üniversite İşbirlikleri: Çalışanların lisansüstü çalışmalarını desteklemek ve farklı gelişim konularını Akademi Yıldız bünyesine kazandırmak için üniversite iş birliği çalışmaları yürütülecek.
Akademi Yıldız’ın eğitmen ve danışman kadrosu
İlhan Gülertan
Sürekli değişim ve gelişimin insan hayatının temelinde yer alması gerektiğine inanarak her biri kendi alanında köklü, bilgi ve deneyim sahibi şirketler tarafından Türkiye’de yetkilendirildi ve akredite edildi. Kendi şirketi Akıl ve Yürek Eğitim & Danışmanlık bünyesinde yönetici koçluğu, danışmanlık ve eğitmenlik yapıyor.
Dr. Gürkan Sekmen
Davranışsal boyuttan önce bilişsel boyutu temel alan ve zihinsel süreçlerden yola çıkarak kalıcı davranış değişikleri geliştirmeyi hedefleyen eğitimler tasarlamayı ve sunmayı benimsiyor. Kendi şirketi GEN Danışmanlık bünyesinde yönetici koçluğu, eğitmenlik ve kurumsal danışmanlık yapıyor.
Müge Çevik
Koçluk çalışmalarını, eğitimini aldığı Gestalt metodolojisi ve profesyonel tecrübesiyle birleştirerek bireylere kariyer koçluğunun yanı sıra, kurumlara özellikle satış, uluslararası satış ve uluslararası marka yönetimi konularında koçluk ve danışmanlık yapıyor. Aynı zamanda birçok kişisel gelişim kitabının yazarı.
Prof. Dr. Erhan Eroğlu
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi dekanlığını yürütüyor. Kişilerarası iletişim, örgüt ve grup iletişimine odaklanan eğitimlerin yanı sıra, danışmanlık hizmetleriyle özel sektöre de katkı sağlıyor.
Uzm. Dr. Çağlayan Aktaş
Farklı disiplinlerde yer alan uzmanlıklarıyla doktor, psikolog, koç ve danışman unvanlarına sahip. Yurt içi ve yurt dışında liderlik, yönetim becerileri, koçluk, değişim psikolojisi ve yönetimi eğitimleri ile danışmanlık hizmetleri veriyor.
Dr. Ulaş Özcan
2009’dan bu yana Insight Factor çatısı altında, 100’den fazla ulusal ve uluslararası kuruma örgütsel davranış alanında danışmanlık yapıyor. Üniversitelerde öğretim görevlisi olarak lisans ve yüksek lisans seviyesindeki öğrencilere dersler veriyor, araştırmalarına ve yazarlık çalışmalarına devam ediyor. Davranış bilimini iş dünyasına entegre ederek çalışıyor, geliştirdiği birçok psikometrik araç bulunuyor. Mesleki uzmanlık ve ilgi alanları liderlik, yetenekli çalışanların özellikleri, fark yaratan çalışanların özellikleri, kurumsal iklim ve duygusal zeka, pozitif psikoloji ve stratejik insan kaynakları yönetimidir.
Akademi Yıldız’ın vizyonu
Yıldızlar Yatırım Holding’in faaliyet gösterdiği her alanda yenilikçi, sürdürülebilir öğrenme ortamını sağlayan ve şirketin güçlü bir işveren markası olmasını destekleyen yaşam boyu gelişim odaklı akademi olmaktır.
Akademi Yıldız’ın misyonu
Kalite ve güven ilkeleri üzerine kurulu değerleriyle, her bir çalışanına eğitim ve gelişim fırsatları sunarak şirketin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesini sağlamaktır.
Yıldızlar Lider Gelişim Programı’nın Danışmanı İlhan Gülertan Akademi Yıldız’ı anlatıyor…
Akademi Yıldız programlarıyla ilgili görüşme davetini aldığımda, bu eğitim programının da pek farklı olmayacağını düşünerek ön çalışmamı yapmıştım. Yanılmışım! Akademi Yıldız, yaklaşımı ve yapısıyla diğerlerinden ayrılıyor. Akademinin kısa zamanda şirket içinde kabulünü, aldığı desteği ve katılımcıların faaliyetlerle ilgili gösterdikleri hassasiyeti bu farklılığa bağlıyorum. Akademi Yıldız’ı farklı kılan özellikleri ise şöyle sıralayabilirim: (1) Bütüncül bakış açısıyla yaklaşım. Bütüncül olarak şirket çalışanlarının iş yapış şekillerini ve yaklaşımlarını güncel rekabetin şartlarına uyumlu hale getirecek eğitim programlarını yürütürken şirketin hedeflerini ve amaçlarını gözden kaçırmıyor. (2) Kapsayıcı yaklaşım. Akademi Yıldız, şirket içindeki tüm paydaşları dikkate alıyor. Şirket içinde her seviyedeki paydaşların gelişim ihtiyaçlarını gözeterek tüm seviyelerin birbirini destekleyen bakış açıları kazanmalarını sağlayacak, birbirlerini destekleyen ve örtüşen eğitim programlarıyla yoluna devam ediyor. (3) Katılımcının gelişim sürecini yakından takip eden ve destekleyen yaklaşım. Bütünde şirketin hedeflerini gözetirken özelde bireylerin ihtiyaçlarının anlaşılması, desteklenmesi ve geliştirilmesi için tamamlayıcı bir yaklaşım sergileyen Akademi Yıldız bunu envanterler, eğitimler ve koçluklar vasıtasıyla yapıyor. Böylece her bir katılımcı çeşitli araçlarla nerede olduğunu, nereye doğru ilerlediğini, neye ihtiyaç duyduğunu görürken bu araçların sonuçlarına uygun olarak tasarlanmış eğitimler ve eğitimleri destekleyen koçluklarla ihtiyacı olan bilgi ve desteğe ulaşabiliyor. (4) İşine adanmış Akademi Yıldız ekibi. Her aşamada titizlikleri, disiplinleri ve ekip olarak hareket etmeleriyle biz eğitimcilerin ve katılımcıların verimli çalışması için ihtiyaç duydukları ortamı ve süreci yaratıyorlar. Sonuç olarak yönetim kurulu seviyesindeki inanç ve destekle; yürütme seviyesindeki adanmışlık, cesaret ve çalışkanlıkla Akademi Yıldız yoluna hızlı ama emin adımlarla devam ediyor.
Geleceğin Yıldızları Programı’nın Danışmanı Müge Çevik Akademi Yıldız’ı anlatıyor…
Akademi Yıldız, içinde olmaktan büyük mutluluk duyduğum, olmasaydım kıskanırdım, dediğim plan ve içerikle başladı; devam ediyor. İlk duyduğumda gerçekleşemeyecek kadar bütüncül ve kapsamlı olduğunu düşünmüştüm. Hadi başlıyoruz, dediklerinde biraz şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Böyle bir ekonomik konjonktürde, tüm firmalar ilk olarak eğitim bütçelerinde kısıntıya giderken her seviyeye özel, değerlendirme, eğitim ve koçluk adımlarıyla entegre bir programın parçası olduğum için çok mutluyum. Her seviye yetkinliğe özel kurgulanan, birbiriyle bağlantılı ve gerçek bir akademi olma yolunda çok hızlı ilerleyen Akademi Yıldız’ın çok sağlam bir vizyonun eseri olduğunu düşünüyorum. Firmanın geleneksel değerlerini koruyarak üzerine gençleri ve onların yeteneklerini de eklediği, mentorluğun kurum kültürünün bir parçası olarak yerleştirildiği Geleceğin Yıldızları Programı’nın akademi için önemli bir başlangıç olacağına ve bu sayede, çalışanlarıyla kıymet yaratan şirketin orta ve uzun vadede fark yaratacağına inanıyorum. Emeği geçen tüm ekibi kutluyor, tüm katılımcıların hem bireysel hem de profesyonel gelişimlerinde bu fırsatı olabilecek en verimli şekilde kullanmalarını diliyorum. İyi ki parçasıyım, iyi ki bir gün, “Ben ilk zamanlarında oradaydım ve bugünün büyük yöneticilerini geleceğin yıldızları oldukları dönemden tanıyorum.” diyeceğim.
Kutup Yıldızı Programı’nın Danışmanı Dr. Gürkan Sekmen Akademi Yıldız’ı anlatıyor…
Yıldızlar Yatırım Holding ve Akademi Yıldız’ın liderlik programını yönetmek benim için birçok açıdan heyecan verici bir süreç. Öncelikle Kutup Yıldızı Programı’nın katılımcısı olan değerli yöneticilerin, iş ve hayat tecrübelerinin birçok profesyonel danışman ve eğitmenden aşağı olmaması benim açımdan son derece öğretici bir deneyime dönüşüyor. Bu süreçte eğitmenlikten çok, birlikte keşfetme ve paylaşma sürecinin bir moderatörü olarak görüyorum kendimi. Değerli katılımcıların zihinlerini ve yüreklerini açarak, karşılaştıkları problemlere birlikte ürettiğimiz çözümlerin, yönettikleri şirketler için kalıcı sonuçlar yaratacağına gönülden inanıyorum. Bunun yanında bu süreçte kazandığım değerli dostluklar beni büyük bir ailenin bir parçası gibi hissettiriyor. Çoğu kere klişeden öteye gidemeyen “aile” kavramının içini ortak akıl, farklılıklara tolerans ve ortak amaçla, birlikte doldurmamızdan çok keyif alıyorum. Yıldızlar Yatırım Holding’in stratejik hedefleri doğrultusunda liderlik becerilerini yenilediğimiz bu sürecin, şirketin büyüme vizyonuna güçlü katkılar sağlamasını içtenlikle diliyorum.
Akademi Yıldız’ın danışmanlarından Dr. Gürkan Sekmen yazdı:
Mutluluk mu, keyif mi? Hayal mi, heves mi?
Söze sert bir soruyla başlayalım. Umut etmek, insanın yaşam enerjisinin kaynağı mı yoksa güçlü bir uyuşturucu mu? Her şeye rağmen umudunu korumak güçlü bir karakter özelliği mi yoksa umut hakikatin panzehri mi? Başka bir ifadeyle kabul edebilme ve yüzleşebilme cesareti gösteremediğimiz gerçekleri umutla makyajlayıp katlanabilir hale mi getiriyoruz?
1943 yılının sonunda bir Alman toplama kampındaki esirlerin çoğu, gelecek yılın Noel’inde evlerine döneceğini umut etmişti. Ama beklenen Noel geldiğinde kamptaki ölüm oranı, beklenmedik bir şekilde, ortalamanın çok ötesinde bir artış göstermişti. Bu ani ölümlerin açıklamasını, kendisi de bu toplama kampında yaşamak zorunda kalan ve 20. yüzyılın en önemli psikiyatrlarından biri olan Victor Frankl, “İnsanın Anlam Arayışı” kitabında şöyle yazar: “İnsanlar çektikleri tüm acıları hafifletmek için kendilerine, yeni yıl geldiğinde evlerine döneceklerini söylemişlerdi. Ama yıl sonu geldiğinde ve ufukta hiçbir kurtulma umudu kalmadığında bu çok tehlikeli bir şeye sebep olmuştu. Umutları, hayal kırıklığına ve çaresizliğe dönüşmüş, tüm direnme güçlerini ve bağışıklık sistemlerini çökertmiş, birden ölmeye başlamışlardı.” Ümit acıyı ertelemenin bir yolu olduğunda teskin edici bir ninniye dönüşmüştü. Oysa bu durumda yapılması gereken, durumla yüzleşmek ve yıkıcı olasılıklara karşı hazırlık yapmaktı. Sonuçta ümit etmek ve hayal kırıklığı birbirinin ikiz kardeşi olmuştu. Hayal kırıklığı yaşanan şartlar altında ölümcül sonuçlar doğurmuştu.
Umut etmek ama neden?
Bu gerçek hikayeden ortaya çıkan kitap, bir toplama kampı metaforu üzerinden şartları bu kadar dramatik olmasa da gerçek hayatlarımızla güçlü paralellikler kurar. Umut etmeyi güçlü bir sabotajcı olarak kabul etmek yine de sağduyumuza ters gelir. Peki, insan kendini nasıl motive eder o zaman? Hiçbir umuda sahip olmamak, boş vermişlik ve amaçsızlık duygusu yaratmaz mı? Belki de öncelikle umut etmek veya heves etmekle, hayal etmek arasındaki farkı netleştirmeliyiz. Bu iki kavram arasındaki farkın anlaşılması, insanın yürüdüğü bu puslu hayat yolculuğunda, içsel pusulasını geliştirmesindeki en önemli etkenlerden biridir kanımca.
Gelecek umutlarının kökeninde genellikle geçmişin mutsuzlukları yatar. Yani aslında bu umutlar, geçmişin hayal kırıklıklarına ve travmalarına verdiğimiz ümitsiz bir tepkiden başka bir şey değildir çoğu kere. Narsistik yaralanma yaşamayalım diye egomuz, “Bugün olmadı ama bir gün mutlaka olacak.” diyerek bize tatlı yalanlar söyler. Ayrıca bu örtülü travmalar, geleceğe de geçmişin gözlerinden bakmamıza sebep olur ve bu nedenle geçmiş değişmeyince gelecek de değişmez. Eğer bu travmaları silmeyi başarırsak aynı zamanda gelecek umutlarını da silmeyi başarabiliriz. O zaman geriye ne kalır? Sadece bu an kalır. Bu an hayalin habitatıdır.
Mutsuzluğun temeli keyif mi?
Umut etmek, mutluluğu gelmeyecek bir geleceğe ertelemekken hayal etmek ancak anda kalarak üretilebilecek bir şeydir. Fakat insan, geçmişin yüklerinden kurtulmak için gelecek umutlarıyla oyalanırken bu anı ıskalar. Peki, ama neden insan, pop kültür bu kadar üzerinde dururken anda kalmayı başaramaz? Çünkü anı yaşamak ile anlık yaşamayı karıştırır. Postmodern çağın etkisiyle “keyif” kavramını o kadar yüceltir ki bir hayalin bedelini ödemeye ve rahatını kaçırmaya hiç niyeti yoktur. Anın içindeki birçok bedelle yüzleşmek yerine, andan kaçma stratejisi olarak anlık yaşamaya, keyif almayı abartmaya başlar. Keyifle mutluluğu karıştırmak ve mutluluğu keyifli anların toplamı sanmak, en sinsi sabotajcılardan biridir ve bu durumda umut, bu sürdürülemez keyif arayışının coşkulu bir enstrümanıdır. Oysaki mutluluk, anlam yüklü bir çaba ve değerli bir amaç için göğüs gerilmiş acının içinde hiç beklemediğimiz anda karşımıza çıkan şeydir. Bir hedef ya da arayış değil, bir karşılaşmadır. Bir anda karşımıza çıkar ve anda kalır. Keyif ise peşinden koştuktan sonra yakaladığımızda büyüsü kaybolan ve bayağı bir nesneye dönüşen bir bağımlılıktır. Tekrarlandıkça değeri azalır ama bağımlılığı artar. Mutluluk özgürleştiricidir, keyif ise uyuşturucu. Bu nedenle mutluluğun huzur duygusuyla keyfin rehavetini birbirine karıştırmamamız da çok önemlidir. Aslında keyif bağımlılıklarımızın altında temel mutsuzluklarımız yatar.
Yolculuğun tadına varmak için
Sonuçta insan, anlam arayışıyla inşa ettiği hayalinin yarattığı varoluşsal neşesinin eksikliğini hazlarıyla telafi etmeye çalışır. Sadece birbirine top atarak deliler gibi eğlenen çocuklara bakın ve kendinize sorun, “Hiçbir yardım almadan en son ne zaman böyle eğlenmiştim?” Hayatımızda heves ve umudun yarattığı iki trajedi vardır: Birincisi, özenle beslediğimiz umut ve hevesler gerçekleşemeyince olur. Hayal kırıklığı, çaresizlik ve öfke yaşarız. İkinci ve daha büyük olanı ise bunlar gerçekleştiğinde ortaya çıkar. Çünkü değerini ve anlamı yitirir. Bu durumda ruhun son durağı nihilizm yani anlamsızlıktır. Özetle gerçekleştiğinde değerini yitiren şey, umutlarla şişirilmiş hevestir, bedelini ödemeye hazır olduğum ve hep bizimle beraber olan ise hayal. Birdenbire çekip giden hevestir, sabırla bizimle kalan ise hayal. Birinin içinde abartılmış bir keyif arayışı, diğerinde ise sonuçlardan bağımsız bir şekilde, arka fonda var olan bir tatmin duygusu vardır. Biri değersizlik duygusu yaratır, diğeri ise anlam krizini çözer. Biri sonuçlara takıntılıdır, diğeri yolculuğun tadına varır.
Nedenin peşine düşünce
Hayalin içinde kişisel egoları aşan güçlü bir anlam ve misyon duygusu vardır. Bu anlam ve misyon duygusunun yarattığı güçlü motivasyon, hevesin dolduruşundan çok daha güçlü bir enerji ve kararlılık yaratır. Çünkü Nietzsche’nin dediği gibi, “Ancak nedeni bulan ‘nasıl’a katlanabilir.” Hayal bir tohumun ağaç olma tutkusudur ve doğuştan bizle doğar. Heves ise değersizlik korkusuyla, salt ötekinin hayranlığını kazanma ve hiç olmadığımız bir şeyi başkalarının gözünde bulma çabası hatta yakarışıdır. Heves, olduğumuz benle olmak istediğimiz ben arasındaki mesafeyi kapatmaya çalışırken hayal, doğuştan sahip olduğumuz özgünlüğümüzü yansıtır. Yani hayal doğuştan sahip olduğu özgünlüğü, heves ise hiç sahip olamayacağı üstünlüğü arar. Başka bir deyişle hayal, kendini gerçekleştirmeye odaklı varoluşsal bir dürtüdür. Heves ise kendimize yarattığımız sanal kimlikleri sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğumuz büyülü nesnelerdir. Hayal ile heves arasındaki farkı ayırt edebilmek, hayattaki yön duygumuzun temelini oluşturur.
Hayallerden ya da hevesten beslenmek
Kısa bir dönem sonra bir yılı daha bitirip 2020’ye merhaba diyeceğiz. Bu yeni yılın iyimserliğine hiç mi kapılmayalım? Yeni yılın iyimserliği umuttan gelirse çok kırılgan olabilir. Çünkü umut bize duymak istediklerimizi tekrarlar ve yeni yılda başımıza iyi şeyler geleceğini söyler. Oysaki bu tip bir ümidin hızlıca hayal kırıklığına döndüğüne hiç yabancı değilizdir. Gerçek iyimserlik ise hayalden gelir. Çünkü o, başımıza ne gelirse gelsin, sonunda bize iyi geleceğini söyler. En önemli sabotajcılarımızdan biri de büyüyünce tüm cevapları bildiğimizi zannetmemizdir. Halbuki henüz kendimize doğru soruları sormaya başlamamış bile olabiliriz. Yeni yıl için kendimize soracak güzel bir soru şu olabilir mi? “Motivasyonlarımın ne kadarı hayallerimden, ne kadarı heveslerimden besleniyor?” Bir yola çıkmadan ve yeni yıl için bir şey dilemeden önce, cevaplamamız gereken en önemli soru bu bence.