GELECEĞE HEP UMUTLA BAKACAĞIZ
2020 yılının başından itibaren tüm dünyada büyük dönüşümleri beraberinde getiren COVID-19 pandemisi, bugün hâlâ tüm gücüyle hayatımızın içinde. 2021 yılında da bunun etkilerini hep birlikte gördük, yaşadık. Uzmanların da sıklıkla altını çizdiği üzere, COVID-19’un yakın bir zamanda hayatımızdan çıkacağını düşünmek -ne yazık ki-iyimserlikten ziyade sadece hayalcilik olarak adlandırabilir. Bu yüzden tüm insanlık olarak üzerimize düşen, konunun ciddiyetini özümsemek, bilimin bize sunduğu tüm imkanları sonuna kadar kullanarak “daha sağlıklı bir toplum, daha sağlıklı bir dünya” için seferber olmak. Son dönemde ortaya çıkan ve dünyada yeni kısıtlamaları tetikleyen varyantlar da “hepimiz güvende olmadan, hiçbirimizin güvende olmayacağının” en somut göstergesi.
“Dünya gittikçe küçülürken sorunlar gittikçe büyüyor, karmaşıklaşıyor ve bu sorunların dünya ekonomisindeki yayılma hızı, yarattığı hasar her geçen gün artıyor.”
Bir yandan pandemiyle boğuşurken bir yandan da tüm dünyada siyasi ve ekonomik çok önemli gelişmelere tanıklık ettik. Tabiri caizse kartların dünya sahnesinde yeniden dağıtıldığı, önemli bir yılı geride bırakıyoruz. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yaşanan Başkanlık mücadelesinin sadece basit bir seçimden ibaret olmadığı, 2021 yılının başında gördüğümüz Kongre Baskını gibi olağanüstü gelişmelerle ortaya kondu. Bunun yanında Almanya’da yaşanan hükümet değişiklikleri, Fransa’da ağırlığını hissettirmeye devam ettiren sosyal eylemler, Orta Doğu coğrafyasında yaşanan değişimler, geride bıraktığımız 2021’i modern tarihin sembol yılları arasına yerleştirmiş durumda.
Şu bir gerçek; bugün geçmiş yıllara göre çok daha kompleks bir dünyada yaşıyoruz. COVID-19 sadece toplum sağlığını tehdit etmekle kalmıyor ya da Süveyş’te yaşanan bir gemi kazası sadece Mısır ekonomisini etkilemiyor. Dünya gittikçe küçülürken sorunlar gittikçe büyüyor, karmaşıklaşıyor ve bu sorunların dünya ekonomisindeki yayılma hızı, yarattığı hasar her geçen gün artıyor.
“Böylesine sisli, kasvetli bir ortamda, ülkelerin, ekonomilerin, şirketlerin yeni normaldeki en önemli önceliği adaptasyon yeteneği, yeni gelişmelere uyum sağlama kabiliyeti olacak.”
Dünya ekonomisinde 2008 ABD kriziyle başlayan ve Avrupa borç sorunu, göçmen krizi, pandemi gibi farklı tetikleyicilerle bugüne kadar gelen sıkıntılar, günümüzde yüksek enflasyonla yeniden kendini göstermiş durumda. ABD, Almanya, İspanya gibi gelişmiş ülkelerde son 20- 30 yılın en yüksek oranları görülürken özellikle tedarik zincirinde yaşanan dönüşümün etkisiyle ham madde ve navlun fiyatları tarihin en yüksek seviyelerine ulaşmış durumda. Tabii tüm bu gelişmeler ülkemizde de derinden hissediliyor. Özellikle sanayi sektöründe bu gelişmelerin etkisi çok daha güçlü olabiliyor.
Böylesine sisli, kasvetli bir ortamda, ülkelerin, ekonomilerin, şirketlerin yeni normaldeki en önemli önceliği adaptasyon yeteneği, yeni gelişmelere uyum sağlama kabiliyeti olacak. Bunu özellikle pandemi sürecinde çok yakından gördük. Özellikle şirketler için bu adaptasyonu güçlendirecek kavramlar aslında yeni değil; bir süredir hayatımızda. Ama özellikle ülkemizde şirketlerin bunları gerçek anlamda ne kadar sahiplendiği, şahsım adına bir soru işareti.
Burada özellikle üzerinde durmamız gereken konulardan biri teknoloji… 2010’lu yıllarla birlikte iş dünyasında konuşmaya başladığımız dijital dönüşüm bugün şirketler için vazgeçilmez bir öneme sahip. Biliyoruz ki bu kavram her geçen gün güç kazanmaya, işimizin bugününü ve yarınını şekillendirmeye devam edecek.
Operasyonel verimlilik, etkin maliyet yönetimi ve kapsamlı müşteri deneyimi konularında şirketlerin en büyük destekçisi olmayı sürdürecek. Çok küçük bir örnek vermemiz gerekirse; geçtiğimiz yıl içinde ilk olarak İGSAŞ’ta devreye aldığımız, yakında da diğer şirketlerimize entegre edeceğimiz SAP S/4 Hana teknolojisi Yıldızlar Yatırım Holding ailesinin dijital dönüşüm yolculuğunun önemli bir bacağını oluşturuyor. Bu yolculuğu farklı unsurlarla da destekliyoruz, desteklemeye devam edeceğiz.
Diğer yandan sürdürülebilirlik de artık şirket anayasalarının vazgeçilmez maddeleri arasına girmiş durumda. Bugüne kadar sadece kısa dönemli sosyal sorumluluk projelerinin konusu olan sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir kavram olduğunu, pandeminin yanı sıra, ülkemizde ve dünyamızda yaşanan çevre felaketleriyle bir daha gördük. Bunun yanında sürdürülebilirliğin artık çok daha geniş bir perspektifte; çevresel, sosyal ve yönetişimsel olarak tüm unsurlarıyla ele alınması bir zaruret.
Tüm bunlarla birlikte esnek, çevik organizasyonlar da bugün şirketlerin gelecek sınavlarında en önemli konu başlıklarından biri. Hatayı kabullenen, ders alarak sürekli gelişen, karar alma süreçlerini çabuklaştıran, çalışanlarını 21. yüzyılın ve dijital dünyanın gerekliliklerine göre sürekli eğiten ve geliştiren organizasyonların gelişen senaryolara çok daha hızlı adapte olabildikleri bir gerçek.
“Hayatta hiçbir şey için geç değildir.” diye bir söz vardır. Sanırım içinde bulunduğumuz durumda bu söz yavaş yavaş etkisini kaybediyor. Tüm gelişmeler gösteriyor ki; bugün dijital dönüşüme burun kıvıran, sürdürülebilirliği ve çevresel sorunları görmezden gelen, teknolojinin gücüne kapılıp insana gerekli önemi vermeyen kurum ve kuruluşlar için, önümüzdeki dönem bir varoluş mücadelesi şeklinde geçecek. Ve bu mücadelede kazanan çok ama çok büyük olasılıkla kurumlar olmayacak.
“Esnekliğin, çevikliğin, sanayi sektöründe çok alışık olunmayan, hatta uygulanması imkansız görülen kavramlar olduğunu çok iyi bilen bir iş insanı olarak, burada yaptığımız manevraların ülkemiz sanayisi için de çok önemli bir simge olduğuna yürekten inanıyorum.”
Bugün geldiğimiz noktada beni en çok mutlu eden, gururlandıran, gelecek için de en çok umutlandıran konu da tam olarak bu. Yıldızlar Yatırım Holding’in tüm bu konulardaki kararlılığı, vizyonu ve bu vizyonun tüm paydaşları tarafından sahipleniliyor olması… Bugün tüm şirketlerimiz, uzun zaman önce hayata geçirdikleri dijital dönüşüm süreçleri sayesinde pandeminin tüm belirsizliğinde çizdikleri rotalara uyumlu şekilde yol alabildiler. Dünyadaki tedarik zincirinden kaynaklanan kısmi sorunlar dışında, üretim süreçlerimizde herhangi bir aksama yaşanmazken, destek fonksiyonlarımız da teknolojinin tüm gücünü arkalarına alarak bu dönemde çok önemli başarılara imza attılar.
Biraz önce esnekliğin, çevikliğin altını çizdim. Yaşadığımız tedarik zinciri sıkıntıları sırasında, aldığımız hızlı tedbirlerle bu sıkıntıların üstesinden gelirken, gelecekte benzer sıkıntıları yaşamamak için de kalıcı çözüm aksiyonlarımızı devreye aldık. Esnekliğin, çevikliğin, sanayi sektöründe çok alışık olunmayan, hatta uygulanması imkansız görülen kavramlar olduğunu çok iyi bilen bir iş insanı olarak, burada yaptığımız manevraların ülkemiz sanayisi için de çok önemli bir simge olduğuna yürekten inanıyorum.
“Önümüzde çok daha zorlu bir yol olduğunu; başardıklarımızla yetinmenin bizi sadece geriye götüreceğini biliyoruz. Önümüzdeki dönemde ilk işimiz büyük bir tutkuyla bağlı olduğumuz sanayi yatırımlarımıza devam etmek olacak.”
Kökleri 132 yıl öncesine dayanan Yıldızlar Yatırım Holding’in bugüne kadar elde ettiği başarıların temelinde çok önemli bir prensip yatar. “Ya işinizi farklı yapın ya da farklı bir iş yapın.” şeklinde özetleyeceğimiz bu yaklaşım ışığında, sürekli kendimizi geliştirmeye, yaptığımız işleri teknoloji ve inovasyonla çok daha katma değerli hale getirmeye çalışırken en iyi bildiğimiz ve büyük bir tutkuyla tutunduğumuz sanayi sektöründe de fark yaratmaya devam ediyoruz.
Tüm bu çabalarımız ışığında, tüm dünyada çok zorlu geçen bir yılı orman ürünleri, gübre ve demir çelik sektöründeki şirketlerimizle başarılı bir şekilde tamamladık. Bu başarılarda emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma, tüm bayilerimize, iş ortaklarımıza teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum.
Yıldız Entegre, İGSAŞ ve Yıldız Demir Çelik bu kritik dönemde sanayi şirketlerinin nasıl yol alması gerektiğini, doğru yatırımlar yapıldığı taktirde teknolojinin ve dijital dünyanın nasıl doğru sonuçlar yarattığını hepimize gösterdi. En büyük fırtınalarda bile karamsarlığa kapılmayan; üretmekten, yatırım yapmaktan geri durmayan, ülkemizin ve insanımızın ihtiyaçlarını odağa alarak bu gereksinimlere “teknoloji yoğun çözümler geliştiren” bir sanayi topluluğu olarak, 2022 ve ötesinde çok daha büyük başarılara imza atacağımıza yürekten inanıyorum.
2022 ve ötesine hazırlanırken, önümüzde çok daha zorlu bir yol olduğunu; başardıklarımızla yetinmenin bizi sadece geriye götüreceğini biliyoruz. O yüzden de önümüzdeki dönemde ilk işimiz büyük bir tutkuyla bağlı olduğumuz sanayi yatırımlarımıza devam etmek olacak.
“Kendi iş alanlarımızda oyuna kurallar koyacağız. Bu kuralları belirlerken de çevremizi, doğayı, yeni nesli dinleyeceğiz. Ülkemizin ve insanımızın ihtiyaçlarını merkeze koymaya devam edeceğiz.”
132 yılık süre içinde ülke olarak savaşlar, krizler, büyük afetler gördük. Yine de durmadık; ülkemize inanmaktan bir gün bile vazgeçmedik. “Bizim başarımız, Türkiye’nin başarısıdır.” diyerek en zor zamanlarda bile taşın altına elimizi koyduk. Bugün de aslında aynısını yapıyoruz. Hep söyledik; sanayi aksarsa Türkiye aksar. Bizim için durmak söz konusu bile olamaz. Bu vizyonla faaliyetlerimize devam ediyoruz. Bugün olduğu gibi yarın da ülkemiz için faaliyet göstereceğiz. Umutlu olacağız. Farklı senaryolara hazırlanacağız, bilançomuzu her zaman güçlü tutacağız. Ama enseyi hiçbir zaman karartmayacağız. Geleceğe hep umutla bakacağız.
Yeni yatırımları yaparken yeni normalin kurallarına uyacak, hatta bir adım daha ileri giderek kendi iş alanlarımızda oyuna kurallar koyacağız. Bu kuralları belirlerken de çevremizi, doğayı, yeni nesli dinleyeceğiz. Ülkemizin ve insanımızın ihtiyaçlarını merkeze koymaya devam edeceğiz.
Teknolojinin yapıcı gücünü sahipleneceğiz. Ar-Ge ve inovasyona gereken önemi vererek bunları her bir şirketimizin DNA’sına işleyeceğiz. Fark yaratmanın en etkin yolu teknolojiyi, dijital dünyayı iş süreçlerine entegre etmek. Bunun için maddi-manevi her türlü imkanı da kullanacağız.
“Makinelerle dolu olsa da insanı çıkardığınız zaman fabrikalar hiçbir şeye benzemez. Bu fabrikalara can veren, içlerindeki insanlardır.”
Biz bugünlere hep çalışanlarımız sayesinde geldik. Onlar, yarın da yine bizim en büyük gücümüz olacak. Evet, fabrikalar makinelerle dolu olabilir. Ancak insanı çıkardığınız zaman bu fabrikalar hiçbir şeye benzemez; bu fabrikalara can veren, içlerindeki insanlardır. Bu yaklaşımdan hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz.
2021 yılı Yıldızlar Yatırım Holding açısından başarılı bir yıl oldu. Bu başarıda asıl pay sahiplerinin çalışanlarımız olduğunu biliyoruz. Bu yüzden her bir çalışanımıza verdikleri katkılar ve gösterdikleri özveri nedeniyle bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.
Çok daha güzel, sağlıklı yıllarda, başarılarımızı yüz yüze kutlamak dileğiyle…
Paylaş
