Teknik ile estetik buluşunca…

Araç modifikasyonu, teknik bilgiyi estetik beğeniyle buluşturarak arabalarıyla işlevsel olmakla sınırlı kalmayan bir ilişki kuranların kendilerini ifade etmelerine imkan sağlıyor.

Kimi zaman yalnızca antika denebilecek araçların yenilenmesine odaklanan kimi zaman ise gündelik hayatta kullanılan araçların modifikasyonu ile ilgilenenlerin ortak özelliği, sahip oldukları estetik duyarlılık ve tekniğe dair merakı araçları yenileyerek dünyayla paylaşmaları. Araçları yenileyerek kendini ifade edenlerin arabalarıyla kurdukları ilişkinin yalnızca işlevsel olmadığı, yenilenen araçların onlar için aynı zamanda bir beğeni objesi olduğunu söylemek de mümkün. Dolayısıyla modifikasyonla ilgilenen kişi ile yenilediği aracı arasında kullanım amacına indirgenemeyecek bir bağdan bahsedilebilir.

 

1950’li ve 1960’lı yıllardan itibaren yaygınlaşan araç modifikasyonu, bolca sabır ve zamana ihtiyaç duyuyor. Yenileme işlemi için öncelikle aracın tüm ögelerinin sağlam ve kusursuz bir şekilde çalışır olduğundan emin olunması, ardından aracın dış görünüm ya da performansına dair yeniliklerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Modifikasyona henüz adım atan kişilerin geri alınabilir işlemleri tercih etmesi, bu alanda tecrübe kazandıkça daha riskli dönüşüm işlemlerine yönelmeleri öneriliyor. Elbette estetik bir yönü de bulunan bu etkinlikte sınırları keskin bir şekilde çizilmiş doğru ve yanlışlar yok; modifikasyonda esas olarak beğeni ve tecrübenin teknikle buluşması söz konusu.

 

BİR ARACA YENİDEN HAYAT VERMEK HEM TUTKU HEM SABIR İŞİ

BURAK ÇAĞLI | YILDIZ ENTEGRE-YILDIZ DEMİR ÇELİK RİSK YÖNETİMİ MÜDÜRÜ

Land Rover Deferder’la Kayseri’de 2014 öncesinde çalıştığım yerde ilk off-road lastiklerini denerken tanıştım. Daha önce hiç bu araçları kullanmamıştım. Doğrusunu isterseniz en başında bu araçlara ilgi de duymamıştım. O dönemdeki yöneticilerimden biri Defender hayranıymış, “Ben bu aracı çok seviyorum, benim için bir Defender toplayabilir miyiz?” dedi. Ben de, “Neden olmasın?” dedim. Lastiğinden üst yapısına, yükseltmesine, boyasına kadar, A’dan Z’ye her konuda kendisine destek verdim. Böylece benim de Defender’lara ilgim başlamış oldu.

 

Modifikasyon için ilk aracımı Devlet Malzeme Ofisi’nden ihale sonucunda almıştım. Ankara’da bir askeri birlikten çıkma aracın orijinal olmasına çok dikkat etmiş; İngiliz bir Land Rover yani alüminyum kasa olduğu için paslanmayanlardan seçmeye özen göstermiştim. Böylece aracı alıp sıfırdan yenileme işlemine girişmiştim. Neler yaptığımı merak edenler için sıralayayım: Öncelikle alınan aracın her şeyi sökülüyor; motoru, tüm takımları, lastikleri, camları… Soyulduktan sonra paslı parçaları zımparalanıyor. Üzerine macun atılıyor ve güzel bir astar boya uygulaması yapıldıktan sonra tekrardan toplanıyor. Toplanan parçalarla birlikte yeni lastikler ve jantlar, yükseltme kiti, far ve sis kitleri, klima, otomatik cam, deri koltuk gibi tüm detaylar da eklenip araç son haline yani kullanılacak duruma getiriliyor.

 

Bir araca yeniden hayat vermek beni çok motive ediyor. Belki garip gelecek ama bugün son model bir BMW ya da Mercedes sahibi durup yolda bir Ferrari’nin fotoğrafını çekmez ama bir Rolls Royce sahibi bile yolda Defender gördüğünde fotoğrafını çekmeye yeltenir. Defender’lara duyulan bu saygı da beni çok etkiliyor.

 

Ancak şunu bilmek gerekiyor: Defender zor bir araba. Parçasını bulmak çok zor değil; şu an askeri birliklerimizin altında bu araç olduğundan mekanik aksamı temin edilebiliyor ama zor olan kısım, ustasını bulabilmek. Ustası değilseniz, kendiniz yapamıyorsanız bu işe asla girmeyin. Çünkü Defender’ı yapacak usta sayısı çok az.

 

Bu araçla ilgilenmeyi düşünenlere öncelikle sabırlı olmalarını öneririm çünkü kolay bir iş değil. Standart 4x4 araç alıp dağlara çıkmak isteyenlerin işi değil bu, bir tutku gerektiriyor. Başladıktan sonra bittiğini görmek ise planlama yeteneğinizi geliştiriyor. Sürece başkalarını dahil etmek ise işin en keyifli kısmı. Bu ilgim yüzünden ailemle ilişkim kopacak zannediyordum ama gördüm ki onların ilgisi benden daha çok. Oğlum kamp yapmayı seviyor, kızım da arabanın tepesinden inmiyor. Bu araçlara duyduğum ilgi beni ailemle daha da yakınlaştırdı.

Paylaş

Teknik ile estetik buluşunca…