Özgür bir yaşama pedal çevirin
Bisiklet, ebeveynlerin ilkokul çağlarındaki çocuklarını mutlu etmek adına tercih ettikleri bir karne hediyesi olmaktan çıkalı epey oluyor. Bugün bazıları için yolları, dağları bazıları için şehirleri, ülkeleri aşmayı sağlayan bir tutku. Pedal çevirmeyi alışkanlık haline getirenler, çevreye zararlı gazların salınmasına neden olan motorlu araçlar yerine yolları bisikletle aşmayı tercih ediyorlar. Şehir, dağ, yol bisikleti ve katlanır, cyclocross gibi birçok çeşidi bulunan bu ulaşım aracı, Avrupa ülkelerinde gelişmişlik göstergesi olarak da ön plana çıkıyor.
Tabii bir yerden bir yere ulaşmak için bisiklet sürenlerin yanı sıra, bu eylemi zinde kalmak hedefiyle gerçekleştirenler de oldukça fazla. Bisiklet sürmenin birçok kası harekete geçirdiğini dolayısıyla bu egzersizin bolca kalori yakmayı sağladığını da neredeyse hepimiz biliyoruz. Yakılan kalori miktarı ise kullandığımız bisikletin türüne, bisikleti hangi tempoyla ve nasıl kullandığımıza, hangi yolları takip ettiğimize, yaşımıza, kilomuza göre değişiyor. Diğer yandan bisiklet sürmeyi bir yaşam biçimi olarak gören gruplara ya da kulüplere katılarak sosyal bir çevre edinmek de mümkün. Özellikle yolların sağ tarafının bisikletlilere ait olduğu ve bisiklet yollarının park yeri olarak kullanılmaması gerektiğine dair farkındalık yaratmayı hedefleyen bu gruplar, pedal çevirerek özgürleşmenin tadını çıkarıyorlar.
Bisikletle kalın, hayatı yakalayın!
Bekir Öztürkler Yıldız Entegre Muhasebe Sorumlusu
“Düşmeden bisiklet sürmeyi öğrenemezsiniz.” derler. Bisiklet sürmeyi öğrendiğimde yaşım o kadar küçüktü ki o zamanları tam olarak hatırlayamıyorum. Daha ilkokula başlamamıştım babam bana bisiklet sürmeyi öğrettiğinde. Lise çağlarıma geldiğimde okula gidip gelmek için bisiklet kullanmaya başlamıştım. O zamandan beri bisiklet hayatımın bir parçası oldu. Son beş yıldır biraz daha profesyonel, eksiksiz ekipmanla ve çok daha dikkat ederek bisiklet kullanıyorum.
Bisiklet kullanmamın en önemli sebebi, yeni yerler keşfetmek ve daha önce görmediğim yerlere gitmek. 2013’te arkadaşlarımla ilk kez bir bisiklet turuna katıldım. Nüzhetiye Şelalesi’ne gitmeye karar verdik. Uzun ilk turumuz olduğu için yeterli kondisyonumuz yoktu. Tabii bunu turun ortasında anlamamız hiç iyi olmamıştı. Ayrıca rotamız yüksek irtifalara sahip rampalı bir yoldu. Buna rağmen gideceğimiz yere ulaşmıştık. Sıra bir patikadan şelaleye ulaşmaya gelmişti. Ormandan şelaleye ulaşmaya çalışırken kaybolmuştuk ve telefonlarımız çekmiyordu. Suyumuz ve yiyeceğimiz bitmişti. Dört saatin ardından şelaleye ulaşmıştık.
Bu turda yaklaşık sekiz saat bisiklet sürmüştüm. Bu süreçte özgürlüğü hissetmek, limitleri zorlamak, kas gücüyle kilometrelerce mesafe yol almak bu işi daha fazla yapmam konusunda karar almamda etkili oldu. Bisikletle yaptığım en uzak yolculuk Gölcük-Kefken arasıydı. Gece yarısı yola çıkmıştık. Kandıra’nın yorucu rampalarını hiç yılmadan tırmandık ve sürücülerin destek veren kornaları motivasyonumuzu artırıyordu. Sınırlarımızı çok zorlamıştık; hava sıcaktı ve yorucu rampalar çoktu. Ancak limitleri zorlama isteğimiz ve kararlığımız sayesinde arkamıza bakmadan bu turu da tamamlamıştık. Bugüne kadar bisikletle Nüzhetiye Şelalesi’ne, Maşukiye’ye, Sapanca Gölü’ne, Gölkay Park’a, Çınarlıdere’ye, Gölcük-Karamürsel-Yalova sahil kıyısına, Kefken’e ve Yuvacık Barajı’na gittim. Bisikletim artık ayrılmaz bir parçam; kas gücüyle kilometrelerce mesafeyi kat etmemi sağlayan yol arkadaşım oldu. Bisiklet kullanırken yaşadığım özgürlük hissi paha biçilemez.
Ne yazık ki bilinçli sürücüler kadar bisikleti önemsemeyen, trafikte bir araç olarak kabul etmeyen, bisikletlilere saygı duymayan sürücülerle karşılaşıyoruz. Emniyet şeridinde ilerlerken virajı içeriden alıp sıkıştıran mı dersiniz, araçla yanımızdan geçerken bilerek üstümüze şişe atanlar mı, yanımızdan geçerken söylenenler mi… Yollarda her gün bu gibi olumsuzluklarla da yüz yüze geliyoruz. Ancak bunun tam tersi düşünenlerin de olması bize umut veriyor. Mola verdiğimizde ya da bisikletle yol alırken bize imrendiğini ve hep bisiklet sürmek istediğini söyleyenlerle karşılaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.