Konuşarak anlaşalım

Güzel konuşarak başarabileceklerimiz, azımsanacak gibi değil…

Yaşamımızı sürdürebilmek için ihtiyaçlarımızı karşılayabilmemiz şart! Bu ihtiyaçları karşılarken bir yandan da iletişim içinde olmamız gerekiyor. İletişim için gerekli üç temel öğe var: konuşmacı, dinleyici ve düşünce. Bunların aracısı ise dil. Kendimizi doğru ifade edebilmemiz adına dilimizi doğru kullanmamız gerekiyor. Bu konuda başarılı olmak ve etkili iletişim kurmanın sırrı, güzel konuşmakta saklı. Güzel ve etkili konuşma becerimizi yani diksiyonumuzu geliştirip hayatımızın her alanına yaymak kurtarıcımız olabilir. Bu sayede konuştuklarımızı sanata çevirmek bile mümkün! Tabii bunun için iyi görünmek, göz teması kurmak, jest ve mimiklerimizi doğru kullanmak da şart.

 

Kurallarımız olsun!

Temeli sese dayanan diksiyon, düşüncelerimizi ahenkli şekilde ifade etme sanatı olarak tanımlanıyor. Sesin gerektiği gibi çıkması, nefesimizi doğru kullanmamızla alakalı. Yani nefes alışverişimizi yönlendirmeyi başarabildiğimiz durumlarda sesimizi doğru şekilde çıkarabiliyoruz. Sesimizi kontrol ettiğimizde ise tonlama ve vurguyu tam zamanında yapabilme yeteneğimizi geliştirme şansı buluyoruz. Bunun yanı sıra göz temasını karşı tarafı rahatsız etmeyecek şekilde sürdürüp duruş, jest ve mimiklerimizin doğru bir şekilde yapılan vurgu ve tonlamalara eşlik etmesi gerekiyor. Uzun ve kısa heceleri doğru bölmek, seslerin ağzımızdan doğru çıkmasına dikkat etmek ve sözcükleri anlamlarına uygun kullanmak kusursuz bir diksiyon için büyük adımlar atmamızı sağlıyor. Tüm bunlarla birlikte koşullara göre ses tonumuzu ayarlamak da önemli bir konu.

 

Dinle, düşün, konuş

Etkili dinlemeyi biliyorsak etkili ve güzel konuşmamızı geliştirmek için iyi bir süreçteyiz demektir. Karşımızda ifade edileni ne kadar iyi dinler ve anlarsak o kadar düzgün biçimde cevap verebiliriz. Çünkü konuşulanları dinlediğimiz zaman beynimizde yeni bir çark dönmeye başlıyor. İşittiklerimizi süzerek düşünme eylemini başlatıyor ve bu sayede kendimizi ifade edebiliyoruz. Bu süreci başarıyla tamamladığımızda ağzımızdan çıkan her kelime anlamlı hale geliyor. Üstelik dinleme aşaması konsantrasyonumuzun dağılmasını da engelliyor. Düşünme ve düşündüklerimizi aktarma süreci kendini dilde bulduğundan solunum egzersizi yapmamız da gereklilik haline geliyor. Nefesimizi olması gerektiği gibi diyaframdan almayı alışkanlık haline getirirsek sesimizi kontrol edebilir ve doğru tonlamaya ulaşabiliriz. Ayrıca bol bol okuma yapmalıyız ki yazı diliyle konuşma dili arasındaki nüanslara hakim olabilelim ve tını özelliklerimizi keşfedebilelim.

 

Biraz daha sakin…

Güzel konuşmanın tökezlemesine neden olan çokça taş var. Konuşmayı gereksiz yere uzatmaktan, mimik kullanalım derken yapmacık davranışlarda bulunmaktan, argo ve kaba sözleri konuşmaya dahil etmekten ve sözcük tekrarı yapmaktan, sesin iniş çıkışlarına dikkat etmemekten hatta tonlamaya uygun olmayan şekilde duraklamaktan, heyecana yenik düşerek -ııı, -aaa…gibi sesler çıkarmaktan olabildiğince kaçınmamız gerekiyor. Bu taşlara takılmamak için konuşurken sakin ve özenli olmakta fayda var, özenimizi genele yaymak için düzenli pratik yaparsak hiç fena olmaz.

 

Dil egzersizleri

Akıcı konuşmak ve diksiyonu düzgün kullanmak adına tekerlemelerden oluşan bolca dil egzersizi mevcut. “Uluborlulu utangaç Ulviye ile Urlalı uğursuz Ulvi uğraşa uğraşa Urfa’daki urgancılara uzun uzun, ulam ulam urgan sattılar.” tekerlemesi bu egzersizlerden sadece biri… Dil ve konuşma uzmanlarına göre belli aralıklarla dili ağız içinde döndürmeye çalışmak da ağzımızdan çıkan kelimelere hakim olmak için birebir.

 

Güvendeyiz

Şunu unutmamamız gerekiyor: Bir toplulukta varlığımızı hissettirebilmemizin ön koşulu kurduğumuz iletişim. Diyaloğa geçme şansı yakaladığımız her an kendimizi yenmemiz gereken andır. Çünkü günümüzde iletişim en değerli kaynağımız. Diksiyonu düzgün olanlar ve etkili, güzel konuşma yeteneğini geliştirmeyi başaranlar, arzu ettiklerine ulaşmak için daha az yorulurlar. Hızlı kaynaşma becerisine sahip olan kişiler, sözlerinin dinlendiğinin bilinciyle öz güvenlerini daha da artırırlar. Öz güven bizleri güvenli alanda tutar, kariyerimizi ve insan ilişkilerimizi yönetmemizi sağlar. Diğer yandan güzel konuşma becerimizin hissettirdiği güven duygusu sayesinde ikna kabiliyetimizin farkına varır, tercih ediliyor olmanın keyfini süreriz.

Paylaş

Konuşarak anlaşalım