Tarımın Geleceğine Odak

Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen Tarımın Geleceği başlıklı panelde konuşan Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız, sürdürülebilir tarım için neler yapılması gerektiğini anlattı.

2012 yılından bu yana “Capital” ve “Ekonomist” dergileri tarafından organize edilen Uludağ Ekonomi Zirvesi, 23-24 Mart tarihleri arasında, Uludağ Grand Yazıcı Otel’de gerçekleştirildi. Türkiye’den ve dünyadan 1.200’e yakın katılımcıyı ağırla- yan zirvede “Gelecek” temasına odaklanıldı. Zirveye Yıldızlar Yatırım Holding’den Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız, Yönetim Kurulu Genel Sekreteri İlkay Ünal, Mali İşler Direktörü Ediz Haşmet Kökyazıcı, İGSAŞ Genel Müdürü Turan Tok ile İGSAŞ Pazarlama ve Satış Direktörü Ercan Karasu katıldılar.

 

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açılış konuşmasıyla başlayan zirvede Global Fırsatların Geleceği, Tarımın Geleceği, Dijital Gelecek, Türkiye’nin Geleceği, Üretimin Geleceği, Toplumun Geleceği, Bankacılık: Finansın Geleceği, Gayrimenkulün Geleceği, Global Ekonominin ve Gelişmekte Olan Ülkelerin Yarını, Dijitalleşme Çağında Fırsatlar, Avrupa’nın Geleceği, Yarının Şirketi, Sağlığın Geleceği, Girişimciliğin Yarını, Yeni Bir Geleceğe Doğru başlıklı paneller düzenlendi. İGSAŞ’ın oturum sponsorluğunu üstlendiği Tarımın Geleceği başlıklı panel aracılığıyla tarım ve hayvancılık sektöründe Avrupa ile Türkiye genelinde yapılan ya da yapılması gereken çalışmaların yanı sıra sektör oyuncularının hareket planına ve sürdürülebilir bir tarım sektörü için neler yapılabileceğine mercek tutuldu. Moderatörlüğünü DenizBank CEO’su Hakan Ateş’in üstlendiği panelde Yıldızlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız’ın yanı sıra Hacı İnce Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hacı İnce, Avrupa Genç Çiftçiler Konseyi Başkanı Jannes Maes ve Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz konuştular.

 

‘Tarım alarm veriyor’

Hakkı Yıldız konuşmasına, tarımın Türkiye için önemini hatırlatarak başladı ve şöyle devam etti: “Türkiye’de tarım alarm veriyor ve acil revizyona, projelere ihtiyaç duyuyor. Toplum olarak tarımın önemini yeterince anlayamıyor ya da anlatamıyoruz. Bugün Türkiye topraklarına baktığınızda tarım alanlarının sadece yüzde altısının verimli olduğunu ve topraktaki organik madde oranının yüzde iki seviyelerinde seyrettiğini görüyorsunuz. Bu, topraklarımızın yok olduğu anlamına geliyor. 80 milyonluk nüfusun yanında 30 milyon turistle birlikte 110 milyon kişiyi besleyen bir kaynaktan bahsediyoruz. Bir yandan tarımda kayıp, diğer yandan artan nüfus söz konusu. Bu nasıl devam edecek?”

 

Projeler geliştirilmeli

Tarımı olmayan ülkeleri mutfağı olmayan evlere benzettiğini ifade eden Hakkı Yıldız, “Kalabalık bir nüfussunuz, evinizde mutfak yok, karnınızı nasıl doyuracaksınız? Diyelim ki internetten yemek siparişi vereceksiniz ya da eve gelirken bir restorana uğrayacaksınız. Bu, ekonomik olarak sürdürülebilir mi? Hayır. İşte Türkiye’nin durumu da bence bu. Tarımımız yoksa mutfağımız yok demektir. O zaman büyümeden ve sağlıklı gelişmeden bahsedemeyiz. Tarım; artan nüfus, şehirleşme, verimli tarım alanlarının imara açılması, miras hukuku, parçalı ve dağınık tarım arazileri, bilinçsiz ve modern olmayan yöntemler sebebiyle yok oluyor. Türkiye’de fazla ya da yanlış sulamadan dolayı verimsizlik had safhada. Eğitim ve insan kaynağı sorunumuz var. Bu nedenle tarımı doğru anlamamız, nüfusun bundan nasıl besleneceğini planlamamız, ithalatla bir yere varamayacağımızı öğrenmemiz ve acilen tarımla ilgili projeler geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.” dedi.

 

Bilinçlendirme çalışmaları

Çiftçilerin tarım konusunda bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi gerektiğinin de altını çizen Hakkı Yıldız, dinleyicilere İGSAŞ’ın Tarladan Sofraya projesini şu sözlerle anlattı: “Çiftçileri bir araya getiriyor ve onlara toprakları için doğru gübreleme, sulama, tarım tekniklerini öğretmeye çalışıyoruz. Üniversitelerden akademisyenler ve ziraat mühendislerinin katkılarıyla çeşitli organizasyonlar düzenliyoruz. Toprak örnekleri alıyor, analiz ediyor ve çiftçilere çıktılara uygun reçeteler sunuyoruz. Toprağın cinsine göre tarım alanlarını nasıl gübreleyip sulamaları gerektiğine dair onları yönlendiriyoruz. Çiftçimiz deneyip görme yöntemiyle hareket etmeye meyilli. Biz onlara bir reçete veriyoruz ama yerine ulaşmıyor. Bu nedenle çeşitli bölgelerde önder çiftçilerle anlaştık. Arazilerinin bir bölümünü bize vermelerini istedik ve reçetemizle ekim yapmaya başladık. Öncesinde teklifimize yanaşmayan çiftçiler, değişimi gördüklerinde reçetelerimizi uygulamaya başladılar.”

 

Paylaş

Tarımın Geleceğine Odak