Gelecek nesiller için çalışıyoruz

Kurulduğu günden bu yana adeta bir yatırım maratonu içinde bulunan Yıldızlar Yatırım Holding’in Yönetim Kurulu Genel Sekreteri İlkay Ünal sorularımızı cevapladı.

İlkay Ünal’ın Yıldızlar Yatırım Holding aile­sine katılışı yaklaşık yedi sene öncesine denk geliyor. Aslen Sinoplu ancak İstan­bul doğumlu olan Ünal, eğitimini İstan­bul’da tamamlamış. Siemens’in endüstri departmanında 14 yıl çeşitli pozisyonlarda görev aldıktan sonra, Yıldız Entegre’de Proje ve Yatırım Müdürü olarak işe başlamış. 2013’te Yıldızlar Yatırım Holding‘e Yatırım ve Proje Müdürü olarak atanan Ünal, 2016 Ağustos’tan bu yana Yönetim Kurulu Genel Sekreterliği görevini yürütüyor. Ayrıca DEİK, TOBB, MÜSİAD gibi STK’larda sektör yönetim kurulu ve meclis üyelikleri görevlerini de sürdürüyor. Keyifli bir sohbet gerçekleştirdiğimiz İlkay Ünal’a merak ettiklerimizi sorduk.

 

Yönetim Kurulu Genel Sekreterliği orga­nizasyon yapısı hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Yönetim Kurulu Genel Sekreterliği, Yönetim Kurulumuzun yetkilendirmesiyle temsil görevi ile beraber icrai olarak da faaliyet gösteren ve şirketlerimizin yöneticileriyle Yönetim Kurulumuz arasındaki dinamik kurguda daha çok köprü vazifesi gören bir misyona sahip.

 

Yıldızlar Yatırım Holding’in bünyesindeki bizim en büyük amiral gemimiz; orman ürünlerinde altı tesisiyle Kocaeli, Manisa, Bolu ve Mersin’de faaliyet gösteren Yıldız Entegre. Bir diğeri, gübre sektöründe Kütahya, Kocaeli, Antalya ve Samsun’da faaliyet gösteren, Türkiye’nin en büyük ve köklü kuruluşlarından biri olan İGSAŞ, yani İstanbul Gübre Sanayi Anonim Şirketi. 2018’de ise, Yıldız Demir Çelik Tesisi ve Romanya MDF tesisimiz, iki yeni evladımız olarak ailemize katılacak.

 

Bunların yanı sıra enerji üretimi, kimya tesisleri, liman işletmeciliği, deniz taşımacılığı, gayri­menkul yönetimi işleri ve sigortacılık da faaliyetlerimiz arasında malum.

 

Yönetim Kurulu Genel Sekreterliği, temsil vazifesinin yanı sıra saydığımız tüm Holding şirketlerinin Yönetim Kurulumuzla, ilgili direk­törlük ve müdürlüklerimizle birlikte dinamik ve koordineli bir şekilde çalışılması, strateji­lerin belirlenmesi, yeni projelerin üretilmesi, mevcut süreçlerimizin sürdürülebilirliğine ve üretkenliğine katkı sağlanması, yatırım, modernizasyon ve verimlilik çalışmalarının planlanması, sektör içi ve dışı fırsatların araştırılması ile hayata geçirilen projelerin takibinin yapılarak Yönetim’e raporlanması ve sonuçlandırılması görevlerinden de sorumludur.

 

Yaptığınız çalışmaları biraz detaylandı­rabilir misiniz?

Yatırımlardan yola çıkarsak yatırımlar zaten aslında bizim ruhumuzu yansıtıyor. Niye diye soracak olursanız, bizim Holdingimizin ismi Yıldızlar Yatırım Holding. Yani “yatırım”, Holdingimize ismini veren bir kavram. Bu köklü kuruluşun hikayesi, 1890’da Of’ta baş­lıyor, Samsun Bafra’da kök salıyor. Bugün iş başındaki dördüncü jenerasyonun yönetimi ve çizdiği vizyonla beraber, hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. İleriki nesiller alacakları emaneti inşallah çok daha yukarıya taşıyacaklar. Bizler de bu çerçevede profesyo­nel yöneticiler olarak bir tuğlanın üzerine bir tuğla daha koyma gayretindeyiz.

 

Son dönemlerde çok önemli yatırımlarımız var: Yıldız Demir Çelik, Yıldız Entegre Roman­ya MDF tesisi ve İGSAŞ Kütahya potasyum nitrat yatırımlarımızı devam eden büyük projelerimiz olarak sayabiliriz. Bu projeleri­mizi; başta Yönetim Kurulumuzla, Yatırımlar Müdürlüğümüzle ve diğer paydaşlarımız­la birlikte koordine edip bir ekip olarak gerçekleştiriyoruz. Antalya özel gübre tesisi yatırımımızın da tamamlandığını ve faaliyete geçtiğini vurgulamak isterim.

 

Bir de Turquality çalışmaları mevcut...

Evet, Yıldız Entegremiz için Turquality proje­sini başlattık. 2017’de Turquality programına dahil olma hedefimiz var. Biliyorsunuz,Turquality, uluslararası markalaşma potansi­yeli olan Türk firmalarının, üretimden pazarla­maya, satıştan satış sonrası hizmetlere kadar bütün süreçleri kapsayacak şekilde yönetsel bilgi birikimi, kurumsallaşma ve gelişimini sağlayarak uluslararası pazarlarda kendi markasıyla global bir oyuncu olabilmesi, söz konusu markalar aracılığıyla olumlu Türk malı imajının oluşturulması ve yerleştirilmesi amacıyla 2006 yılında Ekonomi Bakanlığımı­zın koordinasyonunda ortaya çıkan bir marka destek programı.

 

Biz de Yıldız Entegre markamızla yurt dışında hedef pazarlar belirleyerek gerek marka de­ğerimizle gerek ciromuzla gerekse tanıtımı­mızla ülkemize bu anlamda katkı sağlamayı hedefliyoruz. Böylece; özellikle Roman­ya’dan başlayarak tüm Balkan coğrafyasına ve Kuzey Afrika’ya, Türki cumhuriyetlerden İran’a, Amerika’dan Kanada’ya, hatta 2017’de planladığımız Rusya yatırımlarımızla beraber bu büyük coğrafyada da Yıldız Entegre olarak yurt dışında yapacağımız pek çok faaliyet devletimiz tarafından belirli ölçekte destekle­niyor olacak.

 

Rekabetçi piyasa şartlarında başarılı olabilmek için Yıldızlar Yatırım Hol­ding’in yaklaşımı nedir?

Öncelikle çalışanlarımızın mutluluğu, güvenliği, sağlığı ve gelişimi bizim için çok önemli. Çünkü çalıştığınız yerde mutluysa­nız, huzurluysanız ve çalıştığınız işten keyif alıyorsanız, kendinize ve şirketinize, ülkenize ve milletinize değer katarsınız, başarılı olursunuz, çalıştığınız şirket de başarılı olur. Çalışkan, nitelikli, sürdürülebilir, aidiyet duy­gusuna sahip kadrolarla geleceğe yol almak ve orada var olabilmek mümkün. Nitelikli iş gücünü istihdam etmek, var olan kadro­muzu güçlendirmek ve geliştirmek için işin uzmanlarından sürekli danışmanlık alıyoruz. İnsan kaynakları politikalarımızı bu yönde sürekli geliştirmek için hep birlikte çaba sarf ediyoruz. Genele baktığımızda; Türkiye ortalamasının altında bir çalışan sirkülas­yonumuz olduğunu söyleyebiliriz. İnsana yaptığımız ve yapacağımız yatırım; bizi geleceğe taşıyacak en önemli adımların ba­şında geliyor. Bu konuda gelişime açık pek çok yönümüz var, bunların da farkındayız ve yarının bugünden daha iyi olacağına inanı­yoruz. Elbette ki çalışanlarımızın kullanımına sunulan teknolojinin, makinelerin çağa ayak uydurmuş olmaları da çok önemli. Dünya son 3-4 yıldır Endüstri 4.0’a entegre olma aşamasında ve biz gelişmekte olan bir ülke olarak bu trendin içinde yer almak ve geride kalmamak durumundayız. Çünkü enerjide ve üretimde de sürdürülebilirliği, verimliliği, rekabet edilebilirliği yakalamanız lazım.

Ayrıca markalarınızın değerlerini artırmak için ürünlerinizle ve verdiğiniz hizmetle fark yaratmanız ve tercih edilen, bilinen olmanız da lazım. Kaliteden asla ödün vermeden daha rekabetçi koşullarda ürünlerimizi imal etmenin yollarını da sürekli arıyoruz. Bunun için Ar-Ge çalışmalarına yatırım şart. Artık Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarımızı Ar-Ge ve Kalite Müdürlüğü departmanımızın çatısı altında daha sistematik olarak yürütüyoruz. Sektörümüzde pek çok ilke biz sahibiz. Suya dayanıklı, yangına dayanıklı, ses izolasyonu yüksek, doğaya saygılı pek çok ürünümüzle yaşam alanlarına VARIO markamızla konfor katmaya devam ediyoruz. Ham madde tedariki de bir diğer önemli başlık mutlaka. Bu konuda bilhassa en önemli ham madde girdisi olan odunu; ağırlıklı olarak Ameri­ka’dan kendimize ait iki ayrı lokasyonda yürüttüğümüz operasyonlar, kendi deniz taşımacılığı ve liman işletmeciliği kaynak­larımızla ağırlıklı olarak koordine ediyoruz. Finans kaynaklarınızın sürdürülebilir olması, risklerin koordine edilmesi, sadece yönete­bilecek risklerin alınması ve gerektiği yerde “ayağını yorganına göre uzatan” bir yaklaşım benimsenmesi; kısaca şirketlerin her mânâda ve özellikle kriz dönemlerinde çok iyi yöne­tilmesi gerekiyor. Dolayısıyla Holdingimizin misyonuna bakıldığında koşulsuz müşteri memnuniyeti, verimli prosesler, sürdürülebi­lir bir üretim ve tabii ki sürdürülebilir, mutlu, verimli bir insan kaynağı yönetimi ve insan kaynakları politikası öne çıkıyor. Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı ve entegre olduğunda da başarı geliyor... Ama en temelde olması gereken şey insan, insan, insan!

 

Yıldızlar Yatırım Holding’in geleceğe ya­tırım olarak düşünebileceğimiz sosyal sorumluluk çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Sosyal sorumluluk projelerini gerçekten önemsiyoruz. Çevre, eğitim, tarihi eserleri­mizin renovasyonu ve sağlık başlığı altında çok ciddi olarak çalışmalar yaptık ve yapı­yoruz. Altyapı projeleri ve cami projelerimiz var. Pek çok STK ile dönem dönem birlikte gerçekleştirilen projelere imza atıyoruz. Açıkçası bu tarz faaliyetlerimizi medyaya duyurmayı pek tercih etmiyoruz. Kazandığını hem ülkesine hem de vatandaşına, çalışanı­na ve milletine katkı sağlamak için harcayan bir yapıdan söz ediyoruz burada. Ayrıca iki proje hakkında da ön bilgi vermek isterim. Yıldız Akademi ve Yıldız Sosyal. İnşallah 2017’de bu çalışmaları hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki sayılarda projeler hakkında detaylı bilgi paylaşımı yapacağız. Biz bilhassa Y kuşağını ciddi olarak önem­siyoruz. 24-25 Mart’ta gerçekleştirilen Ulu­dağ Ekonomi Zirvesi 2017’de panelistlerin en çok üzerinde durduğu konu, yarının yönetici ve üretici gençlerini ve girişimci­lerini anlamak üzerineydi. Yıldızlar Yatırım Holding olarak biz her fırsatta gençlerle bir araya geliyoruz. Kariyer günleri etkinlikle­rine katılıyoruz. 2017’de liselerle de bir araya gelmeye karar verdik.

 

Biraz da sizden bahsedelim. İşinizin dışında kalan zamanları nasıl değerlen­diriyorsunuz?

Evliyim ve üç çocuğum var. Holding olarak çok yoğun bir temponun içindeyiz. Ama bu tabii sizin işinize, evinize, köyünüze, çoluk çocuğunuza, kendi özelinize zaman ayıramayacağınız anlamına gelmiyor. Çünkü ne kadar çok işiniz olursa olsun hayatınızı yöne­tebiliyor olmanız lazım. Bu tamamen insanın kendi elinde. Yoğunum kelimesini asla kabul etmiyorum. Bir insan yoğunsa ve pek çok şeye zaman bulamıyorsa doğru bir iş&yaşam dengesine sahip değildir ve planlamıyordur bana göre. Önemli işleri önceliklendirmek, önemsiz işlere gereksiz zaman harcamamak ve gereken durumda karşımızdakine “hayır” demesini de bilmek durumundayız.

 

Kişisel gelişim ve tarih kitapları okuyarak, çeşitli eğitimler alarak, ama daha çok ken­dimi de dinleyerek zamanımı planlamaya çalışıyorum. Ailemle özellikle çocuklarımla geçirdiğim kısıtlı zamanı anlamlandırmaya gayret ediyorum. Çocuklarımla olan iletişimi biraz daha fazla geliştirebilmek için psikoloji kitaplarını okuyorum. Özellikle seyahatlerde çok okurum.

 

Her ne kadar zaman fakiri olsak da şu aralar İşletme üzerine yüksek lisans programını da bitirmek üzereyim.

 

Hobileriniz var mı?

Çok değer verdiğim küçük bir model araba koleksiyonum var. Klasik arabaların model ebatlarda versiyonlarını biriktiriyorum. Özel­likle yurt dışı seyahatlerde bu arabaları top­lamaya çalışırım mutlaka. Bir de mutfak ho­bim var, İtalyan yemekleri konusunda eşimle beraber fena olduğumuz söylenemez. Bazı hafta sonları mutfakta zaman geçirmek ke­yifli oluyor. İstanbul’un dışında bir evimiz var, orada hava güzel olduğunda gidip bahçeyle veya bir şeylerle uğraşmak gerçekten insana iyi geliyor. Özellikle çocuklarımız İstanbul’da betonun içinde büyüyorlar. Onları oraya götürüp bahçeyi sulatmak, orada tavuğu, salyangozu, kurbağayı göstermek, yandaki komşunun ineğinin sesini duymalarını sağlamak, yani onları son dönemin popüler söylemi VR’dan (Virtual Reality) çıkarıp ger­çek dünyayı kısmen de olsa keşfettirmek... İnternette gördüğü hayvanların ve bitkilerin gerçekteki ebatlarıyla karşılaşmaları, “Baba burası köy kokuyor.” demeleri, bizi anne ve babaları olarak çok mutlu ediyor.

 

Öte yandan; eğitime ve gençlere destek olabilmeyi, onlarla karşılıklı olarak tecrübe paylaşımını ve iletişimi kalpten önemsiyo­rum. Bu nedenle de zor şartlarda okuyarak mezunu olmaktan ayrıca gurur duyduğum, Kabataş Erkek Lisesi’nin halen Mütevelli Heyeti ve Vakıf Yönetim Kurulu üyesiyim. 2017’de gençlerle bir araya geleceğimiz bazı projelerimiz de olacak kısmetse.

 

Ayrıca hafta sonları düzenli olarak spora gitmeye özen gösteriyorum. Bütün haftanın yorgunluğunu sporla geçirdiğim bir saatte ciddi olarak attığını hissediyor insan ve yenileniyor da.

 

Bir de sık sık seyahat ettiğinizi biliyoruz. Özellikle bulunmaktan keyif aldığınız bir yer var mı Türkiye’de ya da yurt dışında?

Türkiyemizin her yeri ayrı bir güzel, ayrı bir cennet şüphesiz. Ancak bilhassa Akdeniz MDF Tesisi yatırımımız esnasında yakından tanıma fırsatı bulduğum Mersin gerçekten çok özel bir şehir. Hem sanayisi, hem tarihi, hem mutfağı, Tarsus’ta saklı dini zenginlikleri, hem yeşili hem mavisi bir arada olan nadir Akdeniz şehirlerimizden. Beni en derinden etkileyen şehrimiz ise Çanakkale olmuştur. Hele bir de o bölgenin bir evladından yaşanan tarihi din­leme şansınız olursa insanın burnunun direği gerçekten sızlıyor!

 

Görmek istediğim ama bugüne kadar nasip olmayan yerler de var şüphesiz. Mardin ve Urfa’yı görmeyi bu mânâda gerçekten çok istiyorum.

 

Yurt dışında da Bükreş’i ve Bosna’yı gerçekten ayrı bir yere koyduğumu söyleyebilirim. Bük­reş pek çok Avrupa şehrinden daha modern bir görüntüye ve zenginliğe sahip. Şaşırtıcı ama gerçekten öyle. İnanılmaz güzel tarihi yapıları, parkları ve yeşil alanları var. Şimdi­lerde Piteşti şehrinde süren MDF yatırımımız nedeniyle sıklıkla seyahat ettiğimiz güzergah üzerinde yer alan bu şehir bence Balkanlarda yer almasına rağmen daha batılı bir kimliğe sahip. Romanya’da enteresan bir şehir daha var, Köstence. Bir Karadeniz şehri. Hemen yanında Mecidiye, Abdülmecit’in kurduğu bir kasaba. Köstence’ye onlar Konstanza diyor, biz Köstence diyoruz. Yirminin üzerinde Osmanlı eserinin olduğu, bizden bir şehir. Bu bize aitlik insanı hem duygulandırıyor hem de gurur ve­riyor. Bosna’yı ise anlatmak yetmez, mutlaka gitmek ve yaşamak lazım.

İlkay Ünal ve kitap okumak üzerine

Gerçek bir kitap ve dergi kurdu olan İlkay Ünal, çalışma arkadaşlarına da bunu lanse etmiş ve iki yıl önce kitap kulübü tadında bir kampanya başlatmış. Zaman içinde 15-20 kişiye yayılan grup, kişisel gelişim üzerine kitaplar okuyup, okudukları kitapların kendileri için ne ifade ettiğini bir cümleyle yazarak kendisi ile paylaşıyorlar. Herkese ait bu notları, değerli birer hatıra olarak saklıyor İlkay Bey. En çok tercih ettiği kitapların yazarları Halil İnalcık, RobinSharma, Kotler, Doğan Cüceloğlu… Ayrıca “Harvard Business Review”, “The Economist”, “Marketing Türkiye” ile çevre ve enerji dergilerinin de sıkı takipçisi. İlkay Ünal, bir kitabın sayfalarında yakalanacak bir kelimenin insan hayatını bile değiştirebileceğine, bir olaya farklı açıdan bakılmasına mutlaka katkı sağlayacağına inanıyor. Ayda ortalama iki kitap bitiren Ünal, kendiyle ilgili yapabildiği en iyi şeylerden birinin özellikle yoğun iş seyahatleri esnasında kitap okumak olduğunu söylüyor.

Paylaş

Gelecek nesiller için çalışıyoruz