Daima ilkleri gerçekleştiriyoruz

Sektörde 40 yılı aşkın deneyime sahip olan İGSAŞ Genel Müdürü Turan Tok, Türkiye’de tarıma ve sanayiye başarıyla hizmet eden İGSAŞ’ın faaliyetlerini Yıldız’da Yaşam dergisi okurlarıyla paylaştı.

Turan Tok, 1 Ocak 1953’te Sakarya Kurtköy’de doğmuştur. İlkokulu köyünde, ortaokul ve liseyi Sakarya Ticaret Lisesi’nde, yüksek tahsilini ise 1974 yılında İstanbul Sultanahmet İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde tamamlamıştır. Öğrenimi esnasında Aksigorta’da reasürans şefi olarak çalışmış; Askerlik hizmetini tamamlamasına müteakip 1976’da İGSAŞ’ta Maliyet Muhasebesi Memuru olarak işe başlamıştır. Muhasebe Müdürlüğü’nün her kademesinde görev yaptıktan sonra 1994’te Satın Alma Malzeme İkmal Müdürü, 2001’de Genel Müdür Yardımcısı, 13 Mayıs 2016’da ise İGSAŞ Genel Müdürlüğü’ne atanmıştır. Evli ve iki çocuğunun yanı sıra bir de torunu olan Sayın Tok’a 40 yılı aşkın deneyimini göz önünde bulundurarak sektörün dinamiklerini sorduk.

 

 

Türkiye’de amonyak, üre, kompoze gübre, nitratlı gübre ve özel gübre üretimini sağlayan İGSAŞ’ın Türkiye için önemi hakkında neler söylersiniz?

İGSAŞ, Türkiye’de gübre üretim kapasitesinin yüzde 22’sine sahiptir. Tek üre gübresi üreticisi olarak NPK ve nitratlı gübrelerin yanı sıra organik ve organomineral bitki besleme ürünleri ile sıvı gübreler üretmektedir. Ülkemizde pril poröz amonyum nitrat ve derişik nitrik asit üretimi yapan tek kuruluş olarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve inşaat sektörünün ihtiyacını karşılamaktadır. İGSAŞ üretime başladığı yıldan itibaren tarıma ve sanayiye başarı ve özveri ile hizmet etmektedir. Aynı başarıyı gelecek yıllarda da sürdürecektir. Daima ilkleri gerçekleştiren İGSAŞ, Türkiye’de ilk kez sanayide doğal gazı kullanan, kendini sürekli yenileyen, enerji tasarrufu projeleri gerçekleştiren, insan sağlığına öncelik veren, çevreye ve doğaya saygı duyan, rekabetçi ve kaliteli ürünler üreten önemli ve örnek bir kuruluştur.

 

İGSAŞ tesislerinde verdiğiniz hizmetler hakkında bilgi verebilir misiniz?

Yıldızlar Yatırım Holding kuruluşu olan İGSAŞ; Kocaeli, Kütahya, Antalya ve Samsun’da bulunan fabrikalarında ya da tesislerinde, ülke tarımının ve sanayinin ihtiyaç duyduğu amonyak, üre, kompoze gübre, amonyum nitrat, seyreltik nitrik asit, derişik nitrik asit, özel gübreler ve Adblue üretimi gerçekleştirmektedir. İGSAŞ Kocaeli Fabrikası, Türkiye’de üre gübresi üreten tek kuruluştur. Amonyak tesisi 396 bin ton, üre tesisi 561 bin ton, NPK tesisi 225 bin ton, Adblue tesisi 170 bin ton yıllık üretim kapasitesine sahiptir. 20 bin 953 metrekarelik alanda bulunan ve yılda üç milyon ton yük elleçleme kapasitesine sahip Liman (İGSAŞ Port), yedi rıhtımdan oluşuyor; buraya 70 bin DWT’lik gemiler yanaşabiliyor. İGSAŞ Kütahya Fabrikası, bir yıl içinde; amonyum nitrat tesisinde 338 bin ton, pril poröz, amonyum nitrat tesisinde 250 bin ton, seyreltik nitrik asit tesisinde 201 bin ton, derişik nitrik asit tesisinde 15 bin tonluk üretim gerçekleştirebiliyor.

 

2018’in Mayıs ayından itibaren yılda 50 bin tonluk üretim kapasiteli yatırımıda tamamlanacak ve tamamen yurtdışından ithal edilen potasyum nitrat üretimine başlanacaktır. İGSAŞ Antalya Özel Gübre Tesisi’nde; yılda 50 bin tonluk özel gübrenin yanı sıra damla sulama gübreleri, organik ve organomineral bitki besleme ürünleri, mikrobiyal gübreler üretilmektedir. İGSAŞ’ın Samsun’daki Adblue tesisinde ise yılda 15 bin ton üretim yapılmaktadır.

 

Tarımda kimyasal gübrenin önemi hakkında düşünceleriniz nedir?

Nüfusumuzu besleyebilmek için çevre ve gıda kirliliğine yol açmadan, sürdürülebilir verimlilik çerçevesinde birim alandan yeterli ve kârlı ürün almalıyız. Bunun için iklim ve toprak koşulları ile bitki çeşidine göre en uygun tohum/fide/fidan, ekim/ dikim, mekanizasyon, bitki besleme-gübreleme, sulama, ilaçlama, çapalama, budama vb. bakım işlemleri yapılmalıdır. İyi beslenen bitkiler, hastalık ve zararlılara karşı da daha dayanıklı olduklarından kimyasal pestisitler daha az kullanılır. Çevre ve gıda kirlenmesi de azalır.

 

Güvenilir toprak tahlil laboratuvarından alınan tam toprak analiz sonuçlarına göre konu uzmanlarının önerdiği gübreler ve gübreleme; uygun ışık, sıcaklık, hava, su ve toprak bitkisel verim ve ürün kalitesini maksimum düzeye çıkarmaktadır.

 

Bitkiler, topraktan 74 besin elementini alır ama bunlardan sadece 16 tanesi mutlak gerekli besin elementi, 5 tanesi mutlak olmamakla birlikte bazı bitkiler için faydalı besin elementi, diğerleri de gereksiz elementlerdir.

 

Gübre, bitkilerin iyi bir şekilde gelişip ürün vermeleri için ihtiyaç duydukları 16 mutlak besin elementinden (karbon, hidrojen, oksijen, azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, kükürt, demir, çinko, mangan, bor, bakır, molibden, klor) birini veya birkaçını içeren, doğal ya da yapay, katı veya sıvı, toprağa ya da yaprağa uygulanabilen materyallerdir. Hızlı alınabilir formda olduklarından topraktan veya yapraktan çabuk alınarak bitkinin her döneminde yeşil aksamın ve tohum/meyve aksamının gelişmesini teşvik ederler. Ayrıca kimyasal gübreler, toprağın kimyasal özelliklerini de düzeltir.

 

 

Tarımda bitkisel ürünü, en fazla sulama %50-100, ondan sonra da kimyasal gübreleme %40 arttırmaktadır. Gübrenin ürün artışındaki payı %50-75 arasında olduğu belirlenmiştir.

 

Kimyasal gübreler, kültür bitkilerinin hızlı gelişim döneminde kök bölgesinde hazır besin elementi içerebildiğinden bitki gelişimine fişekleme etki yapabilmektedir. Genetik verim kapasiteleri yüksek kültür bitkilerimiz bu durumda stres yaşamadan büyümekte ve ürün vermektedir.

 

Tarımla uğraşanların temel amacı nitelikli bol ürün almak ve gelirlerini artırmaktır. Bu amaca ulaşmak toprakların verimlilik potansiyeline bağlıdır. Toprakların verimlilik kapasiteleri ise topraklardaki mutlak besin elementlerinin bitkilere yarayışlı miktarlarıyla ilgilidir.

 

Bu durumda çiftçilerin toprakları verimli kullanmaları nasıl bir önem kazanıyor?

Ülkemizde tam teşekküllü tahlil laboratuvarlarında tam toprak analizi yaptıran çiftçi oranı yaklaşık yüzde 20. Son yıllarda toprak analizi yaptıran çiftçilerin sayısı artsa da araziler küçük ve parçalı olduğundan toprak analizine verilmesi gereken önem arka planda kalıyor. Çiftçilerin yaklaşık yüzde 80’i, toprağının fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini bilmiyor; bilinçsiz besleme ve gübreleme yapan çiftçilerin oranı çok yüksek. Toprak özelliklerine göre değil de piyasa politikalarına göre ürün çeşidi yetiştiriyorlar. Önceki yıl çok satılan ürün üretiliyor; çok ekildiğinden ve arzın fazla olmasından dolayı fiyat düşüyor. Oysa bitki besleme işine önce toprak ıslahıyla başlanır. Örneğin, toprakta organik madde azsa organik gübre, leonardit, hümik asit, yeşil gübre; toprak, kireçli ve pH değeri yüksekse toz kükürt; pH değeri düşükse dolomit kullanılır. Bu durumda da kimyevi gübrenin etkinliği yüzde 90’lara çıkabilir. Ne yazık ki ülkemizde çiftçiler toprak ıslahı yapmadan, geleneksel bilgiler doğrultusunda gübreleme yapıyorlar ve gübre etkinliğini yüzde 50-60’lar seviyesine düşürüyorlar. Toprağını tanımayan çiftçiler sadece gübrelemede değil, sulamada da hata yapıyorlar. Hafif bünyeli yani kum oranı yüksek topraklara az az, sık sık; ağır bünyeli olanlara ise çok ama seyrek olarak su verilmesi gerekmektedir.

 

Türkiye’de gübre kullanım miktarı nedir?

Ülkemizde 2016 yılı TÜİK verilerine göre 13,9 milyon ton NPK’lı gübre tüketilmiştir. Kimyasal gübre tüketimimiz giderek artmaktadır. Bu artışta verim artışının istenmesi, bitki besleme konusunda bilinçlenme, ekonomik hususlar, gübre üretiminin artması ile yeni tarım arazilerinin ve sulanan arazilerin artması etkilidir.

 

Ülkemizde işlenen tarım arazilerinde 1 dekar başına yaklaşık 9 kg saf NPK tüketilirken AB ülkelerinde bu miktar ortalama 26 kg’dır. Türkiye’de birim ekilebilir arazi başına düşen gübre tüketiminin az olması, sulu arazi azlığı, ekonomik durumlar, çiftçi bilgi düzeyi, yetiştirilen bitki çeşidi ve genetik verim kapasitesi ile üretilen gübre azlığıdır. Günümüzde tarım arazileri sulu tarıma açıldıkça gübre tüketimi de artmaktadır. Dünya nüfusu arttıkça gıda ve suyun önemi de artmaktadır. Bu yüzden birim tarım arazisinden alınan bitkisel ürünün artmasına katkı sunan her girdi önemlidir. Bu girdilerin başında da sulamadan sonra gübre kullanımı gelmektedir. Çünkü gübre içerisindeki besin elementleri kültür bitkilerimizi beslemektedir.

 

Ülkemizde işlenen tarım arazisi başına gübre tüketimimiz de bölgelerimize göre farklılık arz etmektedir. Örneğin Marmara Bölgesi’nde dekar başına yaklaşık 14 kg NPK tüketilirken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 4.5 kg NPK tüketilmektedir. Halbuki AB ülkelerinden Hollanda’da dekar başına NPK tüketimi 55 kg, İrlanda’da 56 kg, Belçika’da 43 kg, Fransa’da 27 kg, Almanya’da 24 kg, Yunanistan’da 19 kg civarındadır. En az 12 kg tüketen ülke Portekiz bile ülkemiz gübre tüketiminin üstünde gübre kullanmaktadır.

Ülkemiz tarım topraklarının besin elementlerince zayıf olmasından dolayı (neredeyse tamamında azot noksan, yarısında P, K, Fe, Mn, B eksik, %30’unda Ca, Mg ve %70’inde de Zn noksan), yapı, bünye, organik madde, kireç ve pH özellikleri dikkate alınarak hem organik hem de kimyasal gübrelemeye önem verilmelidir. Tarım topraklarımızın yapısı; ağır bünyeli, yüksek pH değeri ve kireç ile düşük organik madde sebebiyle çok iyi değildir.

 


 

Adblue üretim sürecini detaylandıra bilir misiniz?

Adblue (AUS 32 üre solüsyonu); Euro 4, Euro 5 ve bu yıl piyasaya sürülecek Euro 6 dizel motorlarda, egzoz gazlarında bulunan azot oksiti su buharı ve zararsız nitrojene dönüştüren, ayrıca dizelde yakıt tasarrufu sağlayan içeriğinde yüzde 32,5 üre ile yüzde 67,5 demineralize su bulunduran egzoz emisyon solüsyonudur. Dünyada 2005-2006, ülkemizde ise 2010 yılından itibaren yaygınlaşmaya başlayan bu ürünün kullanımı, çevre ve insan sağlığı açısından zorunlu. Dizel motorda 100 kilometrede yüzde beşe kadar yakıt tasarrufu sağlayabiliyor. Türkiye’de 2016’da tüketilen Adblue miktarı 120 bin ton, 2017 yılı kullanım miktarı 150 bin ton; gelecek yıllarda kullanım oranının giderek artacağı tahmin ediliyor. İGSAŞ Körfez ve Samsun tesislerimizde üretilen Adblue üretim kapasitemiz, yılda 170 bin tondur. Ülkemizin tek üre üreticisi olarak, İGSAŞ BLUE markasıyla dökme tanker, IBS dolum ve 18/20 litre bidon satışı yapılmaktadır. Tesislerimizde üretilen Adblue, TSE İSO 22241-1 standardına göre üretiliyor. Hedefimiz, ülke tüketiminin en az yüzde 50’sini karşılayabilmektir.
 

İGSAŞ’ın yürüttüğü ve sürdürülebilirliği hedefleyen Tarladan Sofraya projesi hakkında bilgi verir misiniz?

Tarladan Sofraya projesi için ilk çalışmamızı 2015’te gerçekleştirdik. Ülke genelinde belirlediğimiz köylere giderek çiftçilerle görüştük. Görüşmelerimizde çiftçilerin büyük bir bölümünün toprak analizi yaptırmadan tarlalarını ekip biçtiklerini gördük. 10 ilde 1.000 dekardan fazla toprağı olan on çiftçinin arazisinin 50 dekarlık bölümünde, modern tarım tekniklerine göre üretim yapacağımızı söyledik. Talebimiz kabul edildi. Konya Selçuk Üniversitesi’yle iş birliği yaptık. Kullanımımıza tahsis edilen arazilerinden aldığımız numunelerin analiz sonuçlarına göre kullanılması gereken tohum, damla sulama, ilaç ve gübreyi belirledik. Hasat döneminde, çiftçi tarafından ekilen tarladan elde edilen sonuçlar ile tarafımızca ekilen alandan alınan sonuçlar mukayese edildiğinde yüzde 45’e varan su ve yüzde 40’a varan enerji tasarrufu sağlandığını, yüzde 35 daha az gübre kullanıldığını, yüzde 40 daha fazla ürün aldığımızı gördük. Projenin ikinci ayağını da bu yıl gerçekleştirdik. Şubat döneminde, baharlık ekimler için toprak analizinin ürün verimi ve kalitesi üzerindeki önemini önder çiftçilerle paylaştık. Üç bölgede 16 çiftçiye toprak örneği alma metotlarını göstererek 311 numune aldık. Çiftçilere gübrelemenin doğru ve sağlıklı şekilde yapılabilmesi için toprak analizinin 16 parametre üzerinden yapılması gerektiğini, ancak bu şekilde yüksek verime ulaşılabileceğini anlattık. Ağustos döneminde de kalan dört bölgede, 12 ilde yapılacak çalışmayla 711 adet toprak örneği alacağız.

 

 

Paylaş

Daima ilkleri gerçekleştiriyoruz