Sanatın sonsuz imkanları çelikle buluşunca…
Çeliğin hayatımızdaki hikayesi nasıl başlıyor? Ya da sanatla çeliğin yolları ne zaman, nerede buluşuyor? Bu hikayeyi kendi işleriyle çeliğin kesişim noktalarını da anlatan mimar, sanat tasarımcısı ve sanat danışmanı Efe Korkut Kurt’tan dinliyoruz.
“Çelik, geçmişine bakıldığında sanatta da mimarlıkta da çok eski bir malzeme değil. Günlük hayata sirayet etmesi ise 18-19. yüzyıl.18. yüzyılda ilk örneklerini demirde görüyoruz. Daha önce ağırlıklı olarak taş kullanılırken demirin taşıyıcı özelliği bir geçiş mekanı olarak kullanılıyor; uzun açıklıkları geçmek için yapılan köprüler için kullanılan malzeme haline geliyor. Ardından dövme demir kullanılıyor. Çünkü mukavemeti daha güçlü. Sonrasında çelik ve paslanmaz çelik teknolojisi geliştiriliyor. Bu adımlar bütün hikayeyi değiştiriyor. Sanayi Devrimi’ne eşlik eden kentleşme ve modernleşme dönemi… Çelik teknolojisinin gelişmesi çok katlı binaların daha kolay ve hızlı yapılabilmesini mümkün kılıyor. Bu durum mimarlıktan sonra sanat alanına da aks ediyor. Burada temel faktör hem sanatsal hem de toplumsal tarih açısından bakıldığında geleceğe dönük büyük umutlardır. Aslında çelik, geleceğin umutlarını var eden bir malzeme olarak ortaya çıkıyor. Bugünün dijitalleşen dünyasında bunları hatırlamasak da ama çelik beraberinde umudu da getiriyor. Zamanla çeliğin imkanları büyük kamusal heykellerde daha net görülür hale geliyor; önemli kentlerin büyük meydanlarında, fabrikalarda, kamusal alanlarda çelikten kamusal heykeller yapılıyor. Kamusal alanlarda bu malzemenin dayanıklılığı ve modernizmin beraberinde getirdiği dinamizmi de öne çıkıyor. Bunlar da hem mekansal hem psikolojik olarak enerji veren, gelişmeye yönlendiren olumlu duyguları harekete geçiriyor.”
Neden çelik?
İşte böyle anlatıyor çeliğin sanatta kullanımına uzanan hikayesini Efe Korkut Kurt. O bir mimar. Aynı zamanda sanat tasarımcısı ve sanat danışmanı. İşleri çok ilgimizi çekiyor. Ağırlıklı olarak demir ve çeliği kullanmasına odaklanıyoruz. Neden bu malzemeleri tercih ettiğini ve çeliği işlerinde nasıl kullandığını soruyoruz. Şöyle yanıtlıyor Efe Korkut Kurt: “Çelik, iki çalışma grubumuzda önemli bir malzeme olarak öne çıkıyor. Birincisi, dış mekan kullanımlarında, özellikle büyük heykellerde. Burada ne yapıyoruz? Paslanmaz çelik, malzeme niteliğinden dolayı daha da değerli hale geliyor, rengi de çok estetik. Matlığı ve grisinin tonu birtakım estetik imkanlar sunuyor. Bu imkanları kullanıyoruz. Ağırlıklı olarak dairesel formları tercih ediyoruz. Bu hareketleri başka malzemelerle yapmamız mümkün değil. Bunları büyük ölçüde dökmek hem zor hem yıpratıcı hem de maliyetli bir çalışma gerektiriyor. Ama paslanmaz çelikle ya da çeliğin diğer türleriyle bunu daha makul sonuçlandırabiliyoruz. Bunun dışında özellikle demir ve çelik boyayla bir arada kullanıldığında çok güzel renk etkileri verilebiliyor. Bunun da getirdiği artılar var. Diğer yandan dış mekanlarda sağlamlığı, kullanışlı olması ve yaygınlığı da öne çıkıyor.”
İmkanlar sunan bir malzeme
İkinci çalışma grubunun iç mekan olduğunu tahmin ederek Efe Korkut Kurt bu konudaki çalışmalarını merak ediyoruz. Kurt, metali iç mekanlara da önerdiğini şu sözlerle anlatıyor: “Ayakta durması zor, sonsuzluk üreten formlar, özellikle bizim kullandığımız türde oluyor. Dairesel ya da karesel hareketler yapabiliyoruz. Buradaki esas espri çeliğin kullanılması, yarattığımız formların geçirgenlikle bütünleştirilebilir olması. Çünkü mekanda çok kütlesel bir şey kullanmak belli bir sıkıntıyı da beraberinde getirebiliyor. Ancak açıklıkların olduğu, kendi arkasını gösteren, bir yeri transparan imkanlar sunan bir malzemeyi kullandığınızda güzel sonuçlar alınıyor."
Dijitalden hayat bulan tasarımlar
Çeliğin mimari ve sanat alanında yarattığı imkanların bununla sınırlı olmadığını biliyoruz. Efe Korkut Kurt bu imkanları şöyle sıralıyor: “Demirin bükülmesi, dökülmesi veya çeliğin paslanmaz olması, bükülmesi, kesimle kullanılması ve farklı teknolojilerle geliştirilmiş olması bize başka imkanlar da veriyor. Mesela dijitalleştirilmiş tasarımların hayata geçirilmesini kolaylaştırıyor. CNC önümüzü çok açan bir teknoloji: Dijital tasarımını yaptığınız sanatsal çalışmayı sıfır hata payıyla hayata geçirmek mümkün artık. Parametrik tasarım da kullanıcının üzerinde yarattığı duygusal etkiler açısından çok etkili sonuçlar veriyor.”
Estetik sonuçlar
Parametrik tasarımlar konusunda bizi aydınlatmasını istediğimiz Efe Korkut Kurt, metro istasyonları için yaptıkları çalışmayı detaylandırıyor: “Su ögelerinin olduğu bir bölgenin istasyonlarını yaptık. Bu istasyonlarda o ögelerini dalga formlarında parametrik olarak tasarladık. Bunların üretimi da paslanmaz çelik olarak yapıldı. O kadar iyi estetik sonuçlar aldık ki… Sanatın verdiği imkanlar sonsuz tabii. Bu anlamda çelik çok sevdiğimiz bir malzeme."