Mux Dijital Sosyal Medya Sorumlusu Betül Uslu’ya sosyal medyaya dair dikkat edilmesi gerekenleri sorduk…
Malum, sosyal medya hayatımızın tam merkezinde. Bunu göz önünde bulundurup dijital pazarlama faaliyetleri noktasında farklılaşabilmek adına nelere dikkat etmek gerekiyor?
Bu soru son iki yılda hepimizi daha kapsamlı cevaplar üretmeye götürdü. Zira pandemi hepimiz için dijitalleşmeyi çok daha hızlı ve etkili bir hale getirdi. Birçok marka, geri planda tuttuğu dijital varlıkları için çalışmalar yapmaya başladı ve dijitaldeki rekabet dramatik bir artış gösterdi. Çalıştığım-tanıştığım birçok markada gördüğüm en büyük sorun marka kişilik-imajlarını dijital ortamlara yansıtamamaları. İyi ilerleyen, tüketicilerinin gözünde pozitif bir imaja ve sıkı bir marka algısına sahip birçok işletme kendisini dijitalde anlatamıyor. Binlerce marka, -fazla eğlenceli sosyal medya içerikleri arasında kayboluyor. Peki, nasıl çözülür bu sorun? Dijital pazarlama faaliyetleri noktasında bakmamız gereken en önemli iki konu, hedef kitlemiz ve rakiplerimizdir. Kiminle konuştuğumuz çok önemli, yoksa mesajı nasıl vereceğimizi kurgulayamayız. Tabii hedef kitlenin hangi içeriklerle ilgilendiği, rakiplerle ne kadar-nasıl etkileşimde olduğunu bilmek de önemli. Şu sorular güzel bir başlangıç için idealdir: Hangi mecralarda olmalıyım? (Hedef kitlem nerede?) Dijital platformlardaki amacım ne? (Satış, bilinirlik vb.) Mesajım ne ve bunu en iyi şekilde nasıl anlatabilirim? Markanın kimliği-kişiliği, konumlandırması da iletişimde önemli.
Influencer marketing oldukça etkili görünen ancak zaman zaman pek yanlış kullanıldığına şahit olduğumuz bir yöntem. Bu konuda doğru adımlar atmak neleri göz önünde bulundurmaktan geçiyor?
Yanlış örneklerini her gün görüyoruz, gülümsüyoruz. Fakat bunun, büyük markaların sıkça yapabildiği bir hata olduğunu görüyoruz. Bu noktada biraz çapraz düşünmek gerek. Esas mesele hedef kitle ve ilgi alanlarında bitiyor. Kurgu ve reklam iyi planlamalı. Mesela daha önce hazır hiçbir şey almadığını, mutfakta her şeyi kendisinin yapabileceğini söyleyen bir şefe “krema” reklamı yaptırılmamalı. Büyük hesapların geri dönüşünün kesinlikle iyi olduğuyla ilgili yaygın bir yanlış inanış da var. Benim gözlemlerim küçük hesapların daha sadık takipçilere sahip oldukları ve çok daha iyi geri dönüşler aldıkları. Son olarak algoritmayı konuşalım. Algoritmayı anlamak, içerik ürettirme yarışında her geçen gün zorlaşıyor diyebilir miyiz? Algoritmayı “suçlamadan” sosyal medya mecralarında başarılı olmak neleri olmazsa olmaz kılıyor? Algoritma sözleri beni üzüyor. Biz sosyal medyada iletişim kurarız. İşin içinde “sosyal” sıfatlı bir oluşum varken işin tekniğine odaklanmak hiç mantıklı değil. İşe yalnızca algoritma olarak bakar, sosyal bilimleri -psikolojiyi, sosyolojiyi- hiçe sayarsak çoğu markanın yaptığı gibi soğuk ve mecranın amacına uygun olmayan bir iletişim kurarız. Kimin olduğunu hatırlamadığım güzel bir söz var: Pazarlamada tek P var (pazarlama karmasına atıfta bulunur) o da psikoloji! Algoritmayı insan davranışları belirliyor çoğunlukla. Bu yüzden insanı anlamaya odaklanırsak iş daha güzel ve kolay olacak.